İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hi... more İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hiç bu kadar zarar vermemişti. Antroposen olarak adlandırılan bu çağ, insanın tüketimle var oluşunu ifade etmesi ve bunun için her yolu mübah görmesi olarak nitelendirilir. Hümanist anlayışa dayalı bu sorunlu benmerkezcilik; insanın, diğer canlıların ve insan dışının (nesne) bir arada performatif ilişkisine dayalı posthümanizm düşünce zemininde tartışılmaya başlanmıştır. Bu anlayışın somut yansımalarından biri; yapay zeka teknolojisindeki gelişmelere dayalı, sosyal robotların insanla kurduğu etkileşimin, sıvılaşmış bir teknolojik deneyime yol açmasıdır: Robotları çelikten ibaret, toplumsal güç ilişkilerinde egemen bir fail olarak görmek yerine, kapasitelerine göre ağa dahil olan insan, insan olmayan arasındaki heterojen ve akışkan ilişkideki, eyleyen konumu üzerinden düşünebiliriz. Benzer şekilde, Bruno Latour’un Aktör-Ağ Teorisi; teknolojiyi bir töz olarak değil, süreç olarak yorumlar. So...
Oz: Bu calismada; kadinla iliskilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil bicimi ve ‘emtia ola... more Oz: Bu calismada; kadinla iliskilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil bicimi ve ‘emtia olarak feminizm (commodity feminism)’ ve ‘feminist reklam (femvertising)’ kavramlari incelenmistir. Kadinin ekonomik bagimsizligi ve esas tuketici hedef kitlesi icerisinde yer almasi, kadinlara yonelik program iceriklerinin ve reklamlarin niceligini artirmistir. Ancak medya iceriklerinde; calisan-calismayan kadindan beklenen, yerlesik rolleri pekistirmeye yonelik, istisnalar disinda, cok da bir degisim yasanmamistir. Şirketler, hem kadina yuklenen yerlesik rolleri pekistirmeye hizmet etmekte hem de yeni toplumsal eylem gruplarina da kayitsiz kalamamaktadir. Bu durum, markalarin reklamlarinda feminist soylemleri kullanmasiyla ve kendilerini feminist markalar olarak konumlandirmalariyla somutlasmaktadir. Calismada; bu egilimin, ucuncu dalga feminizm hareketi ile yakin bir iliski icerisinde oldugu belirtilen ‘Emtia olarak feminizm’ ve ‘feminist reklamlar’ kavramiyla aciklanmasi, alanda arastir...
İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hi... more İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hiç bu kadar zarar vermemişti. Antroposen olarak adlandırılan bu çağ, insanın tüketimle var oluşunu ifade etmesi ve bunun için her yolu mübah görmesi olarak nitelendirilir. Hümanist anlayışa dayalı bu sorunlu benmerkezcilik; insanın, diğer canlıların ve insan dışının (nesne) bir arada performatif ilişkisine dayalı posthümanizm düşünce zemininde tartışılmaya başlanmıştır. Bu anlayışın somut yansımalarından biri; yapay zeka teknolojisindeki gelişmelere dayalı, sosyal robotların insanla kurduğu etkileşimin, sıvılaşmış bir teknolojik deneyime yol açmasıdır: Robotları çelikten ibaret, toplumsal güç ilişkilerinde egemen bir fail olarak görmek yerine, kapasitelerine göre ağa dahil olan insan, insan olmayan arasındaki heterojen ve akışkan ilişkideki, eyleyen konumu üzerinden düşünebiliriz. Benzer şekilde, Bruno Latour'un Aktör-Ağ Teorisi; teknolojiyi bir töz olarak değil, süreç olarak yorumlar. Sosyal robotların; taklit, jest-doğal dil iletişimi gibi özellikleri sayesinde duygu ve etkileşim temelli asistan, refakatçi veya evcil hayvan olarak gündelik hayatta daha fazla görünür olması, insanın sonunu hazırlayacak distopik bir kurguya alternatif olarak gösterilebilir. Çalışmada, insan-makine arasındaki etkileşimi, teknolojik/sosyal belirlenimci bir perspektiften ziyade, bir ağa dahil olan eyleyenler üzerinden düşünmenin imkanına değindim. Ayrıca, Aktör-Ağ yaklaşımından hareketle, pazarlamada ve reklam sektöründe sosyal robot kullanımının tüketici deneyimlerini nasıl etkilediğine yönelik bazı araştırma sonuçlarını değerlendirdim.
Günümüz rekabet koşullarında öne çıkmak ve varlığını sürdürebilmek için arzu edilen bir itibara s... more Günümüz rekabet koşullarında öne çıkmak ve varlığını sürdürebilmek için arzu edilen bir itibara sahip olmak firmalar için oldukça önemlidir. Bu durum kar amacı güden kurumlar
için geçerli olduğu kadar kar amacı gütmeyen kurumlar (KAGK) için de geçerlidir. Kar amacı güden kuruluşların oluşturdukları olumlu bir itibar mali açıdan kar sağlarken; KAGK’lar için iyi bir itibar, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan bağış, yardım ve gönüllülerin katılımlarının sağlanması açısından önemlidir. 1876 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kızılay, Türkiye’de afet ve sosyal yardım konularında aktif olan, kar
amacı gütmeyen bir kurumdur. Bu çalışmanın amacı Eskişehir evreninde, Kızılay’ın algılanan kurumsal itibarını ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Baygül (2008) ile Sarstedt
ve Schloderer’in (2010) çalışmalarındaki kurumsal itibar ölçekleri esas alınarak elde edilen 32 maddelik Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak anket
kullanılmış ve kota örnekleme yöntemi ile seçilen 200 kişiye uygulanmıştır. Araştırma sonuçları Kızılay’ın kurumsal itibarı üzerinde etkili olan beş faktör olduğunu ortaya koymuştur (Yetkinlik, toplumsal sorumluluk, kurum performansı, çekicilik ve bağışyardım- gönüllülük). Sonuçlar Kızılay’ın toplumsal sorumluluk taşıyan bir kurum olarak algılandığını ancak diğer taraftan Kızılay’ın çekici bulunmadığını göstermektedir. Özellikle
de bağışlanan paraların iyi amaçlar için kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüpheler bulunmaktadır.
In today’s competitive environment, it is quite important for companies to have a desirable reputation to become prominent and survive. This is also true for nonprofit corporations
as well as profit-oriented companies. While positive reputation established by profitoriented company returns profit financially, a good reputation for nonprofit organizations is important in terms of donations, aid and participation of volunteers to continue its operations. Kızılay, which has been continued its operations since 1876, is an active nonprofit corporation in the field of disasters and social aid. The aim of the study is to reveal perceived reputation of Kızılay in Eskişehir population. In this direction, a 32 item Likert corporate reputation scale which is driven from Baygül’s (2008) and Sarstedt and Schloderer’s (2010) studies was drawn on. Survey was used as a data acquisition method and conducted to 200 people who were chosen using quota sampling method. Research
results reveal that there are five factors which are effective on Kızılay’s reputation (Competence, social responsibility, corporate performance, Attractiveness and donation-helpvolunteering). Results show that Kızılay is perceived as a socially responsible corporation; but, on the other hand Kızılay is not found attractive. Particularly, there are doubts
about if the donated money is spent for good purposes.
ÖZ Sanayi sonrası toplumun uzantısı olarak adlandırılan bilgi toplumu, internet tabanlı teknoloji... more ÖZ Sanayi sonrası toplumun uzantısı olarak adlandırılan bilgi toplumu, internet tabanlı teknolojilerin gündelik yaşamı kuşattığı bir zaman olarak tasarımlanmaktadır. İnsan makine etkileşimi sayesinde; nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ, bulut depolama ve Blockchain (blok zincir teknolojisi) gibi birçok programlama dili kendi aralarında güvenli bir şekilde bağlantı kurmaktadır. Özellikle Blockchain teknolojisi sayesinde banka veya herhangi bir aracı kişi ya da kuruma gerek kalmadan taraflar arasında (peer to peer) şeffaf, silinmeyen bir kayıtla ve şifrelenmiş ağda para değiş-tokuş işlemi gerçekleşmektedir. Bu uygulamanın; merkezsiz, güvenilir, şeffaf, tarafların kimliğini gizleyemediği (açıklanamayan aracıların olmadığı), işlemlerin şifrelendiği ve taraflar arasında işlem kayıtlarının kolaylıkla takip edildiği ve maliyetleri önemli ölçüde azaltan bir sistem olması, dünyada ve yakın zamanda ülkemizde kullanımına ilişkin talebi artırmıştır. Pazarlama ve reklam sektörü de teknolojide yaşanan bu değişimi yakından takip etmektedir. Çalışma, bu teknoloji aracılığıyla her iki sektörde iş yapma biçimlerinin nasıl değiştiğine ilişkin araştırmalardan ve Blockchain teknolojisine yönelik farklı içeriklerden oluşan derleme bir makaledir. ABSTRACT The information society, called the extension of post-industrial society, is designed as a period when internet-based technologies surround the everyday life. Through human machine interaction; many programming languages such as the internet of things (IoT), artificial intelligence, cloud storing and Blockchain, establish a secure connection among themselves. Especially with the help of Blockchain technology, a transparent, with non-volatile record money exchange transaction between the parties (peer to peer) is carried out without the need of bank or any intermediary person or institution over the encrypted network. The demand of use in the world and recently in Turkey has increased due to the fact about this application which is centerless, reliable, transparent, cannot hide the identity of the parties (any unexplained intermediary person), the transactions are encrypted and the fact that transaction records between the parties are easily monitored and the costs are significantly reduced. The marketing and advertising sectors also follow closely this change in technology. The study is a compiled review of the research on how the ways of doing business in both sectors changed through this technology, and different contents for blockchain technology.
Öz Cinsiyete uygun davranış biçimlerinin çocukların yer aldığı reklamlarda nasıl sunulduğu bu çal... more Öz Cinsiyete uygun davranış biçimlerinin çocukların yer aldığı reklamlarda nasıl sunulduğu bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yiyecek içecek kategorisinde belirlenmiş 40 reklam, içerik analizi tekniği ile incelenmiştir. Bu kategorideki reklamlarda, kadının ürün üzerinde otorite konumunda gösterilmesi, besleyici özelliği, yiyecek-içecek konusunda bilgi sahibi olması ve şefkatli yapısı bu cinse özgü geleneksel rollerin sürdürüldüğünü göstermektedir. Çocukların cinsiyetlerine uygun davranış biçimleri, erkek ve kız çocukları için neredeyse eşit düzeyde enerjik olarak sunulmuştur. Ancak hiçbir reklamda erkek çocuğunun pasifliğine yer verilmezken, kız çocuğunun pasif olarak sunulduğu reklamlara rastlanılmıştır. Ayrıca, kadınlara özgü olarak kabul edilen dedikodu, kız çocuklarına da yaptırılarak, büyüklere benzetilmeye çalışılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, ilköğretim ders kitaplarında toplumsal cinsiyet sunumuna yönelik yapılan araştırmalarla karşılaştırılmış ve her iki alana yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur. Böylelikle toplumsal cinsiyet üzerine çalışma yapan araştırmacıların, farklı alanlardaki verileri karşılaştırmasına imkân sağlanmıştır. Abstract The purpose of this study is to determine how gender-appropriate forms of behavior are presented in children's advertisements. In this purpose, 40 advertisements in the food and beverage category were analyzed with content analysis technique. In this category of ads, the woman's authority on the product position, nutritious feature, food and beverage knowledge and caring shows that the traditional role of this genus is maintained. The behaviors of children according to their gender are presented almost equally for boys and girls in an energetic manner. None of advertisements were included in the passivity of boy but the girl was presented. In addition, gossip is considered to be unique to women to be made to girls and it has been tried to be likened to adults. The data obtained from the research were compared with the researches on gender presentation in primary school textbooks and evaluations were made for both areas. Thus, researchers working on gender studies were allowed to compare data in different fields.
ÖZ İnternetin hayatımıza girmesi ile yaşanan toplumsal dönüşüm, sosyal ağların bilhassa 2004'de F... more ÖZ İnternetin hayatımıza girmesi ile yaşanan toplumsal dönüşüm, sosyal ağların bilhassa 2004'de Facebook'un dahil olmasıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Facebook kullanımının kişiler üzerinde yol açtığı olumlu ve olumsuz durumlar ve davranış örüntüleri araştırılmaya başlanmış, Facebook'un kişileri yalnızlaştırdığı görüşü ile bu görüşü destekleyen araştırma verileri dikkat çekmiştir. Çalışmada görüşme tekniğinden faydalanılarak, katılımcıların yalnızlık algısı ve Facebook kullanımının yalnızlığı gidermede üstlendiği rol araştırılmıştır. Araştırmada katılımcıların, öncelikle yalnızlık kavramına, aile içi, arkadaş grubu ve romantik ilişkilerinde yaşanılan yalnızlık duygusuna ilişkin görüşleri ortaya konulmuş, sonrasında görüşme verileri, kodlara dönüştürülmüştür. Yalnızlık kavramına ilişkin katılımcıların olumlu, olumsuz ve hem olumlu hem olumsuz bir yaklaşım sergilediği bulunmuştur. Ayrıca aile içi, arkadaş çevresi ve romantik ilişkilerde hissedilen ortak yalnızlık duygusuna sebep olan temel etken iletişimsizlik olup, başka unsurlar da etkili olmaktadır. Bazı katılımcılar, Facebook kullanımının yalnızlık duygusunu bastırmada faydası olduğunu düşünürken, bazıları sahte dünya yaratan bir mecranın yalnızlık duygusunu bastırmada etkili olamayacağını ifade etmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin sosyal medya kullanan bireylerin psikolojik tahlilini yapmaya çalışan araştırmacılara katkıda bulunacağı düşünülmektedir. ABSTRACT The social transformation of the Internet with our lives has gained a different dimension with the inclusion of social networks especially Facebook in 2004. Positive and negative situations and behavioral patterns caused by Facebook using on people have been investigated, It is noteworthy that the research data supporting the opinion that Facebook has isolated individuals. By using interview technique, the loneliness perception of the participants and the role of Facebook use in loneliness were investigated. In the research, firstly, the opinions of the participants about the concept of loneliness, the feeling of loneliness in the family, the group of friends and the romantic relations, and then the interview data were converted into codes. It was found that the participants about the concept of loneliness were positive, negative and both positive and negative. In addition, the main factor that causes the feeling of common loneliness in the family, friends and romantic relationships is communication and other factors are effective. Some participants think that Facebook use can help to suppress the feeling of loneliness, while some say that a media that creates a fake world cannot be effective in suppressing the feeling of loneliness. It is thought that the data obtained from the study will contribute to the researchers who are trying to make a psychological analysis of the individuals using social media.
Öz Tüketiciler marka ile ilgili bilgileri, zihinlerinde epizodik bellek ve semantik bellek olmak ... more Öz Tüketiciler marka ile ilgili bilgileri, zihinlerinde epizodik bellek ve semantik bellek olmak üzere iki şekilde saklamaktadırlar. Epizodik bellekte; marka ile ilişkili kişisel deneyimler, önemli bir olay ve bağlantılarla ilişkili daha fazla detay yer almakta iken semantik anımsamalar, kelimelerin ve sembollerin anlamları hatırlandığında ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinin ve öğrencilerinin kullandıkları GSM operatörlerine (Turkcell, Avea, Vodafone) yönelik tüketici marka bilgisi, markanın çağrışım yaptığı duyguların ve hikayelerin kolaj tekniği ile gösterimine dayanarak ölçülmüştür. Katılımcılar kullandıkları markanın çağrışım yaptığı duyguları; fiyat, işlevsel fayda ve sembolik kodlar aracılığı ile ifade etmişlerdir. Ayrıca, GSM operatörlerine yönelik deneyimlerini anlattıkları hikayelerde; arkadaşlarıyla, müşteri hizmetleriyle, eşleriyle ve rakip markalarla karşılaştırmada bulundukları olumlu ve olumsuz deneyimleri paylaşmışlardır. Katılımcılar son olarak kullandıkları GSM markasına yönelik duyguları ve hikayeyi, farklı gazetelere ait görsellerden oluşturdukları kolajlarla anlatmışlardır. Bu çalışmadan elde edilen veriler, sözlü çalışmalarla da desteklenerek ileriki zamanlarda yapılacak olan araştırmalar için kaynak niteliği görebilir. Abstract The consumers store brand-related information in their minds through two ways, episodic and semantic memory. In the episodic memory, there are more details about personal experiences, significant events and links regarding the brand. Semantic recall appears when the meanings of words and symbols are remembered. In this study, Gumushane University's academicians and students using GSM operators (Turkcell, Avea, Vodafone) concerning the consumer brand knowledge is measured with collage technique which demonstrates brand associations and storytelling. The participants, brand owner, stated brand associations which evoked emotions: Price information, functional benefit and symbolic codes. Also, they share positive and negative experiences about their brands and compare it with their friends, customer services, spouses and the competing brands in their story which have experienced to GSM operators. Finally the participants explained emotions and story to their brands with collage technique which constitutes of different newspapers' images. The data obtained from this study can be seen a starting-point for further researches by supporting it with verbal-based methods.
Öz: Bu çalışmada; kadınla ilişkilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil biçimi ve 'emtia ola... more Öz: Bu çalışmada; kadınla ilişkilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil biçimi ve 'emtia olarak feminizm (commodity feminism)' ve 'feminist reklam (femvertising)' kavramları incelenmiştir. Kadının ekonomik bağımsızlığı ve esas tüketici hedef kitlesi içerisinde yer alması, kadınlara yönelik program içeriklerinin ve reklamların niceliğini artırmıştır. Ancak medya içeriklerinde; çalışan-çalışmayan kadından beklenen, yerleşik rolleri pekiştirmeye yönelik, istisnalar dışında, çok da bir değişim yaşanmamıştır. Şirketler, hem kadına yüklenen yerleşik rolleri pekiştirmeye hizmet etmekte hem de yeni toplumsal eylem gruplarına da kayıtsız kalamamaktadır. Bu durum, markaların reklamlarında feminist söylemleri kullanmasıyla ve kendilerini feminist markalar olarak konumlandırmalarıyla somutlaşmaktadır. Çalışmada; bu eğilimin, üçüncü dalga feminizm hareketi ile yakın bir ilişki içerisinde olduğu belirtilen 'Emtia olarak feminizm' ve 'feminist reklamlar' kavramıyla açıklanması, alanda araştırma yapan akademisyenlere ve uygulayıcılara katkıda bulunması açısından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, öteki, emtia olarak feminizm, feminist reklamlar, medyada kadının temsili Abstract: In this research the social roles associated with women are examined with format of representation, commodity feminism and feminist advertising (femvertising) concepts in media. The women take part of economic independence and the main consumer target group have increased the amount of program content and advertisements about women. But there has not been much change, except few, reinforced the built roles that are expected from working and non working women in media content. The companies serve both to reinforce the built-in roles charged to women and not remain indifferent to new social action groups. This is embodied by the use of feminist discourses by brands in their advertisements and positioning themselves as feminist brands. In order to contribute to the field researchers and practitioners, this tendency is explained with the concept of 'commodity feminism' and 'femvertising', which are closely related to the movement of third wave feminism.
Öz Bu çalışmada; global bir marka olan Nike'ın Türkiye, Orta Doğu ve Rusya için hazırladığı 8 Mar... more Öz Bu çalışmada; global bir marka olan Nike'ın Türkiye, Orta Doğu ve Rusya için hazırladığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü temalı reklam filmlerinde, hangi kültürel değerleri ve çekicilikleri kullandığını ayrıca izleyicilerin reklama yönelik beğeni ifadelerinin neler olduğunu araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda YouTube izleyici duvar yorumları, içerik analizinden faydalanılarak her üç ülke için ayrı ayrı incelenmiştir. İçerik analizinden elde edilen nitel verilerde; Türkiye için kadına yüklenen ev içi sorumluluk, olumlu ve olumsuz yaklaşımlarla tartışılmış ve kadın gücü, özgürlük, başarı, güç, meslek, para, hırs, rekabet ve özdeşleştirme çekiciliklerine vurgu yapıldığı bulunmuştur. Orta Doğu'da yayınlanan reklamda ise izleyiciler, örtünün reklamda kullanılmasına yönelik farklı görüşler ileri sürmüştür. İzleyici yorumlarından elde edilen çekicilikler ise eşit(siz)lik, aidiyet, ırkçılık, itici güç kadınlar ve sömürüdür. Rusya'da gösterime giren reklamda da kültürel değer olarak, kadınların kendilerini nasıl isterlerse öyle tanımlayabilecekleri, kullanılan reklam sloganı ile benzer şekilde ifade edilse de kadınların erkeklere özenen steroid varlıklar olduğu iddiasında bulunulmuştur. Ayrıca, reklamlarda; dünyayı değiştirme isteği, farklılık, özgürlük, steroid, cinsiyetçilik, seks ve başarı çekicilikleri kullanıldığı tespit edilmiştir. Reklam beğeni ifadelerinin ise her üç ülkede benzerlik gösterdiği bulunmuştur. Abstract In this study, it is aimed to search in the 8th March International Women's Day themed commercial series prepared for Turkey, Middle East and Russia by Nike, which is a global brand, which cultural values and appeals are used along with the expressions of the viewers towards the commercial. In accordance with this purpose, YouTube viewer's timeline comments are examined by using contet analysis for each of three country. In qualitative data obtained from content analysis; for Turkey, housewife's responsibilities are discussed with positive and negative approach and it is found that women power, freedom, success, power, profession, money, ambition, rivalry and their identification appeal are emphasized. In commercial released in Middle East, audience put forward different views on the use of cover in commercial. The appeals gained from audience comments are (in)equality, belonging, racism, driving force women and exploitation. Even if, the commercial which was broadcasted in Russia, culturally implies that women can stand for themselves just as the way they want, which is similarly expressed in the commercial slogan as well, it is claimed that women are steroid creatures who emulate men. Also in commercials, it is determined that the appeals of desire to change world, diversity, freedom, steroid, sexism, sex and success are used. It is found that commercial liking statements are similar in all three countries.
ÖZ Herkes hayatında ailesine, çevresine, sahiplendiği fikirlere dahası ürünlere ve markalara tutu... more ÖZ Herkes hayatında ailesine, çevresine, sahiplendiği fikirlere dahası ürünlere ve markalara tutunarak yaşamaktadır. Tutunulan ürün ve markalar aracılığıyla toplum içinde statü kazanıldığı ve tüketildiği oranda varlığın kabul ettirilebileceği düşüncesi önem kazanmaktadır. Şirketler de kişilerin ürün ve markaları her koşulda sahiplenmesini, en kolay ve en etkili tanıtım yollarından biri olan olumlu ağızdan ağza pazarlamanın yaygınlaşmasını istemekte ve bu anlamda sadakat programları geliştirmektedir. Günümüz tüketicisi ise, birçok ürün ve marka arasından seçim yapmaya zorlanmakta ve kendilerine sunulan işlevsel faydadan ziyade sembolik değer öne çıkartılmaktadır. Reklam stratejileri ile kişilerin ürün ve markaya yönelik bağlılık geliştirmesi için duygusal mesajlar hazırlanmakta ve tüketicinin benlik yapısına uygun söylemler geliştirerek tüketicinin güveni kazanılmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, tüketicilerin dayanıklı tüketim mallarından olan buzdolaplarına yönelik sadakatlerini öğrenmek amacıyla anket tekniğinden faydalanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda tüketicilerin yaş dağılımları ile marka-benlik uyumu arasında, ürüne ve kuruma yönelik algıladıkları değer ile sadakat boyutları arasında ve kuruma yönelik itibar ile sadakat değişkeni arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Everyone has embraced to family, environment, ideas and also product and brand in his/her life. The idea is becoming more important which is through embrassing products and brands, people acquire status and verify their presence in the community how much the rate of consumption is high. The firms would develop loyaty programs for products and brands which are accepted from target audiences in all conditions and provide easiest and effective way of promotion and worth of mouth are pervasive. The modern day consumers are forced making a choice among products and brands and care symbolic values rather than functional. Emotional messages are demonstrated in advertisements for developing products and brands attachment and advertising statements are adaptable to consumer's self esteem to gain their confidence. In the aim of study investigated that how consumes' perception about loyalty.As a result of the study consumers' dispersion of ages are relating with brand-self coherence and perceived values about products and company is linking with loyalty dimension and between company'reputation and loyalty variables have a significant relations.
İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hi... more İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hiç bu kadar zarar vermemişti. Antroposen olarak adlandırılan bu çağ, insanın tüketimle var oluşunu ifade etmesi ve bunun için her yolu mübah görmesi olarak nitelendirilir. Hümanist anlayışa dayalı bu sorunlu benmerkezcilik; insanın, diğer canlıların ve insan dışının (nesne) bir arada performatif ilişkisine dayalı posthümanizm düşünce zemininde tartışılmaya başlanmıştır. Bu anlayışın somut yansımalarından biri; yapay zeka teknolojisindeki gelişmelere dayalı, sosyal robotların insanla kurduğu etkileşimin, sıvılaşmış bir teknolojik deneyime yol açmasıdır: Robotları çelikten ibaret, toplumsal güç ilişkilerinde egemen bir fail olarak görmek yerine, kapasitelerine göre ağa dahil olan insan, insan olmayan arasındaki heterojen ve akışkan ilişkideki, eyleyen konumu üzerinden düşünebiliriz. Benzer şekilde, Bruno Latour’un Aktör-Ağ Teorisi; teknolojiyi bir töz olarak değil, süreç olarak yorumlar. So...
Oz: Bu calismada; kadinla iliskilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil bicimi ve ‘emtia ola... more Oz: Bu calismada; kadinla iliskilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil bicimi ve ‘emtia olarak feminizm (commodity feminism)’ ve ‘feminist reklam (femvertising)’ kavramlari incelenmistir. Kadinin ekonomik bagimsizligi ve esas tuketici hedef kitlesi icerisinde yer almasi, kadinlara yonelik program iceriklerinin ve reklamlarin niceligini artirmistir. Ancak medya iceriklerinde; calisan-calismayan kadindan beklenen, yerlesik rolleri pekistirmeye yonelik, istisnalar disinda, cok da bir degisim yasanmamistir. Şirketler, hem kadina yuklenen yerlesik rolleri pekistirmeye hizmet etmekte hem de yeni toplumsal eylem gruplarina da kayitsiz kalamamaktadir. Bu durum, markalarin reklamlarinda feminist soylemleri kullanmasiyla ve kendilerini feminist markalar olarak konumlandirmalariyla somutlasmaktadir. Calismada; bu egilimin, ucuncu dalga feminizm hareketi ile yakin bir iliski icerisinde oldugu belirtilen ‘Emtia olarak feminizm’ ve ‘feminist reklamlar’ kavramiyla aciklanmasi, alanda arastir...
İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hi... more İnsanın doğa ve diğer her şey üzerindeki merkezi konumundan kaynaklı egoist düşüncesi, dünyaya hiç bu kadar zarar vermemişti. Antroposen olarak adlandırılan bu çağ, insanın tüketimle var oluşunu ifade etmesi ve bunun için her yolu mübah görmesi olarak nitelendirilir. Hümanist anlayışa dayalı bu sorunlu benmerkezcilik; insanın, diğer canlıların ve insan dışının (nesne) bir arada performatif ilişkisine dayalı posthümanizm düşünce zemininde tartışılmaya başlanmıştır. Bu anlayışın somut yansımalarından biri; yapay zeka teknolojisindeki gelişmelere dayalı, sosyal robotların insanla kurduğu etkileşimin, sıvılaşmış bir teknolojik deneyime yol açmasıdır: Robotları çelikten ibaret, toplumsal güç ilişkilerinde egemen bir fail olarak görmek yerine, kapasitelerine göre ağa dahil olan insan, insan olmayan arasındaki heterojen ve akışkan ilişkideki, eyleyen konumu üzerinden düşünebiliriz. Benzer şekilde, Bruno Latour'un Aktör-Ağ Teorisi; teknolojiyi bir töz olarak değil, süreç olarak yorumlar. Sosyal robotların; taklit, jest-doğal dil iletişimi gibi özellikleri sayesinde duygu ve etkileşim temelli asistan, refakatçi veya evcil hayvan olarak gündelik hayatta daha fazla görünür olması, insanın sonunu hazırlayacak distopik bir kurguya alternatif olarak gösterilebilir. Çalışmada, insan-makine arasındaki etkileşimi, teknolojik/sosyal belirlenimci bir perspektiften ziyade, bir ağa dahil olan eyleyenler üzerinden düşünmenin imkanına değindim. Ayrıca, Aktör-Ağ yaklaşımından hareketle, pazarlamada ve reklam sektöründe sosyal robot kullanımının tüketici deneyimlerini nasıl etkilediğine yönelik bazı araştırma sonuçlarını değerlendirdim.
Günümüz rekabet koşullarında öne çıkmak ve varlığını sürdürebilmek için arzu edilen bir itibara s... more Günümüz rekabet koşullarında öne çıkmak ve varlığını sürdürebilmek için arzu edilen bir itibara sahip olmak firmalar için oldukça önemlidir. Bu durum kar amacı güden kurumlar
için geçerli olduğu kadar kar amacı gütmeyen kurumlar (KAGK) için de geçerlidir. Kar amacı güden kuruluşların oluşturdukları olumlu bir itibar mali açıdan kar sağlarken; KAGK’lar için iyi bir itibar, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan bağış, yardım ve gönüllülerin katılımlarının sağlanması açısından önemlidir. 1876 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kızılay, Türkiye’de afet ve sosyal yardım konularında aktif olan, kar
amacı gütmeyen bir kurumdur. Bu çalışmanın amacı Eskişehir evreninde, Kızılay’ın algılanan kurumsal itibarını ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Baygül (2008) ile Sarstedt
ve Schloderer’in (2010) çalışmalarındaki kurumsal itibar ölçekleri esas alınarak elde edilen 32 maddelik Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak anket
kullanılmış ve kota örnekleme yöntemi ile seçilen 200 kişiye uygulanmıştır. Araştırma sonuçları Kızılay’ın kurumsal itibarı üzerinde etkili olan beş faktör olduğunu ortaya koymuştur (Yetkinlik, toplumsal sorumluluk, kurum performansı, çekicilik ve bağışyardım- gönüllülük). Sonuçlar Kızılay’ın toplumsal sorumluluk taşıyan bir kurum olarak algılandığını ancak diğer taraftan Kızılay’ın çekici bulunmadığını göstermektedir. Özellikle
de bağışlanan paraların iyi amaçlar için kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüpheler bulunmaktadır.
In today’s competitive environment, it is quite important for companies to have a desirable reputation to become prominent and survive. This is also true for nonprofit corporations
as well as profit-oriented companies. While positive reputation established by profitoriented company returns profit financially, a good reputation for nonprofit organizations is important in terms of donations, aid and participation of volunteers to continue its operations. Kızılay, which has been continued its operations since 1876, is an active nonprofit corporation in the field of disasters and social aid. The aim of the study is to reveal perceived reputation of Kızılay in Eskişehir population. In this direction, a 32 item Likert corporate reputation scale which is driven from Baygül’s (2008) and Sarstedt and Schloderer’s (2010) studies was drawn on. Survey was used as a data acquisition method and conducted to 200 people who were chosen using quota sampling method. Research
results reveal that there are five factors which are effective on Kızılay’s reputation (Competence, social responsibility, corporate performance, Attractiveness and donation-helpvolunteering). Results show that Kızılay is perceived as a socially responsible corporation; but, on the other hand Kızılay is not found attractive. Particularly, there are doubts
about if the donated money is spent for good purposes.
ÖZ Sanayi sonrası toplumun uzantısı olarak adlandırılan bilgi toplumu, internet tabanlı teknoloji... more ÖZ Sanayi sonrası toplumun uzantısı olarak adlandırılan bilgi toplumu, internet tabanlı teknolojilerin gündelik yaşamı kuşattığı bir zaman olarak tasarımlanmaktadır. İnsan makine etkileşimi sayesinde; nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ, bulut depolama ve Blockchain (blok zincir teknolojisi) gibi birçok programlama dili kendi aralarında güvenli bir şekilde bağlantı kurmaktadır. Özellikle Blockchain teknolojisi sayesinde banka veya herhangi bir aracı kişi ya da kuruma gerek kalmadan taraflar arasında (peer to peer) şeffaf, silinmeyen bir kayıtla ve şifrelenmiş ağda para değiş-tokuş işlemi gerçekleşmektedir. Bu uygulamanın; merkezsiz, güvenilir, şeffaf, tarafların kimliğini gizleyemediği (açıklanamayan aracıların olmadığı), işlemlerin şifrelendiği ve taraflar arasında işlem kayıtlarının kolaylıkla takip edildiği ve maliyetleri önemli ölçüde azaltan bir sistem olması, dünyada ve yakın zamanda ülkemizde kullanımına ilişkin talebi artırmıştır. Pazarlama ve reklam sektörü de teknolojide yaşanan bu değişimi yakından takip etmektedir. Çalışma, bu teknoloji aracılığıyla her iki sektörde iş yapma biçimlerinin nasıl değiştiğine ilişkin araştırmalardan ve Blockchain teknolojisine yönelik farklı içeriklerden oluşan derleme bir makaledir. ABSTRACT The information society, called the extension of post-industrial society, is designed as a period when internet-based technologies surround the everyday life. Through human machine interaction; many programming languages such as the internet of things (IoT), artificial intelligence, cloud storing and Blockchain, establish a secure connection among themselves. Especially with the help of Blockchain technology, a transparent, with non-volatile record money exchange transaction between the parties (peer to peer) is carried out without the need of bank or any intermediary person or institution over the encrypted network. The demand of use in the world and recently in Turkey has increased due to the fact about this application which is centerless, reliable, transparent, cannot hide the identity of the parties (any unexplained intermediary person), the transactions are encrypted and the fact that transaction records between the parties are easily monitored and the costs are significantly reduced. The marketing and advertising sectors also follow closely this change in technology. The study is a compiled review of the research on how the ways of doing business in both sectors changed through this technology, and different contents for blockchain technology.
Öz Cinsiyete uygun davranış biçimlerinin çocukların yer aldığı reklamlarda nasıl sunulduğu bu çal... more Öz Cinsiyete uygun davranış biçimlerinin çocukların yer aldığı reklamlarda nasıl sunulduğu bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yiyecek içecek kategorisinde belirlenmiş 40 reklam, içerik analizi tekniği ile incelenmiştir. Bu kategorideki reklamlarda, kadının ürün üzerinde otorite konumunda gösterilmesi, besleyici özelliği, yiyecek-içecek konusunda bilgi sahibi olması ve şefkatli yapısı bu cinse özgü geleneksel rollerin sürdürüldüğünü göstermektedir. Çocukların cinsiyetlerine uygun davranış biçimleri, erkek ve kız çocukları için neredeyse eşit düzeyde enerjik olarak sunulmuştur. Ancak hiçbir reklamda erkek çocuğunun pasifliğine yer verilmezken, kız çocuğunun pasif olarak sunulduğu reklamlara rastlanılmıştır. Ayrıca, kadınlara özgü olarak kabul edilen dedikodu, kız çocuklarına da yaptırılarak, büyüklere benzetilmeye çalışılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, ilköğretim ders kitaplarında toplumsal cinsiyet sunumuna yönelik yapılan araştırmalarla karşılaştırılmış ve her iki alana yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur. Böylelikle toplumsal cinsiyet üzerine çalışma yapan araştırmacıların, farklı alanlardaki verileri karşılaştırmasına imkân sağlanmıştır. Abstract The purpose of this study is to determine how gender-appropriate forms of behavior are presented in children's advertisements. In this purpose, 40 advertisements in the food and beverage category were analyzed with content analysis technique. In this category of ads, the woman's authority on the product position, nutritious feature, food and beverage knowledge and caring shows that the traditional role of this genus is maintained. The behaviors of children according to their gender are presented almost equally for boys and girls in an energetic manner. None of advertisements were included in the passivity of boy but the girl was presented. In addition, gossip is considered to be unique to women to be made to girls and it has been tried to be likened to adults. The data obtained from the research were compared with the researches on gender presentation in primary school textbooks and evaluations were made for both areas. Thus, researchers working on gender studies were allowed to compare data in different fields.
ÖZ İnternetin hayatımıza girmesi ile yaşanan toplumsal dönüşüm, sosyal ağların bilhassa 2004'de F... more ÖZ İnternetin hayatımıza girmesi ile yaşanan toplumsal dönüşüm, sosyal ağların bilhassa 2004'de Facebook'un dahil olmasıyla farklı bir boyut kazanmıştır. Facebook kullanımının kişiler üzerinde yol açtığı olumlu ve olumsuz durumlar ve davranış örüntüleri araştırılmaya başlanmış, Facebook'un kişileri yalnızlaştırdığı görüşü ile bu görüşü destekleyen araştırma verileri dikkat çekmiştir. Çalışmada görüşme tekniğinden faydalanılarak, katılımcıların yalnızlık algısı ve Facebook kullanımının yalnızlığı gidermede üstlendiği rol araştırılmıştır. Araştırmada katılımcıların, öncelikle yalnızlık kavramına, aile içi, arkadaş grubu ve romantik ilişkilerinde yaşanılan yalnızlık duygusuna ilişkin görüşleri ortaya konulmuş, sonrasında görüşme verileri, kodlara dönüştürülmüştür. Yalnızlık kavramına ilişkin katılımcıların olumlu, olumsuz ve hem olumlu hem olumsuz bir yaklaşım sergilediği bulunmuştur. Ayrıca aile içi, arkadaş çevresi ve romantik ilişkilerde hissedilen ortak yalnızlık duygusuna sebep olan temel etken iletişimsizlik olup, başka unsurlar da etkili olmaktadır. Bazı katılımcılar, Facebook kullanımının yalnızlık duygusunu bastırmada faydası olduğunu düşünürken, bazıları sahte dünya yaratan bir mecranın yalnızlık duygusunu bastırmada etkili olamayacağını ifade etmiştir. Çalışmadan elde edilen verilerin sosyal medya kullanan bireylerin psikolojik tahlilini yapmaya çalışan araştırmacılara katkıda bulunacağı düşünülmektedir. ABSTRACT The social transformation of the Internet with our lives has gained a different dimension with the inclusion of social networks especially Facebook in 2004. Positive and negative situations and behavioral patterns caused by Facebook using on people have been investigated, It is noteworthy that the research data supporting the opinion that Facebook has isolated individuals. By using interview technique, the loneliness perception of the participants and the role of Facebook use in loneliness were investigated. In the research, firstly, the opinions of the participants about the concept of loneliness, the feeling of loneliness in the family, the group of friends and the romantic relations, and then the interview data were converted into codes. It was found that the participants about the concept of loneliness were positive, negative and both positive and negative. In addition, the main factor that causes the feeling of common loneliness in the family, friends and romantic relationships is communication and other factors are effective. Some participants think that Facebook use can help to suppress the feeling of loneliness, while some say that a media that creates a fake world cannot be effective in suppressing the feeling of loneliness. It is thought that the data obtained from the study will contribute to the researchers who are trying to make a psychological analysis of the individuals using social media.
Öz Tüketiciler marka ile ilgili bilgileri, zihinlerinde epizodik bellek ve semantik bellek olmak ... more Öz Tüketiciler marka ile ilgili bilgileri, zihinlerinde epizodik bellek ve semantik bellek olmak üzere iki şekilde saklamaktadırlar. Epizodik bellekte; marka ile ilişkili kişisel deneyimler, önemli bir olay ve bağlantılarla ilişkili daha fazla detay yer almakta iken semantik anımsamalar, kelimelerin ve sembollerin anlamları hatırlandığında ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinin ve öğrencilerinin kullandıkları GSM operatörlerine (Turkcell, Avea, Vodafone) yönelik tüketici marka bilgisi, markanın çağrışım yaptığı duyguların ve hikayelerin kolaj tekniği ile gösterimine dayanarak ölçülmüştür. Katılımcılar kullandıkları markanın çağrışım yaptığı duyguları; fiyat, işlevsel fayda ve sembolik kodlar aracılığı ile ifade etmişlerdir. Ayrıca, GSM operatörlerine yönelik deneyimlerini anlattıkları hikayelerde; arkadaşlarıyla, müşteri hizmetleriyle, eşleriyle ve rakip markalarla karşılaştırmada bulundukları olumlu ve olumsuz deneyimleri paylaşmışlardır. Katılımcılar son olarak kullandıkları GSM markasına yönelik duyguları ve hikayeyi, farklı gazetelere ait görsellerden oluşturdukları kolajlarla anlatmışlardır. Bu çalışmadan elde edilen veriler, sözlü çalışmalarla da desteklenerek ileriki zamanlarda yapılacak olan araştırmalar için kaynak niteliği görebilir. Abstract The consumers store brand-related information in their minds through two ways, episodic and semantic memory. In the episodic memory, there are more details about personal experiences, significant events and links regarding the brand. Semantic recall appears when the meanings of words and symbols are remembered. In this study, Gumushane University's academicians and students using GSM operators (Turkcell, Avea, Vodafone) concerning the consumer brand knowledge is measured with collage technique which demonstrates brand associations and storytelling. The participants, brand owner, stated brand associations which evoked emotions: Price information, functional benefit and symbolic codes. Also, they share positive and negative experiences about their brands and compare it with their friends, customer services, spouses and the competing brands in their story which have experienced to GSM operators. Finally the participants explained emotions and story to their brands with collage technique which constitutes of different newspapers' images. The data obtained from this study can be seen a starting-point for further researches by supporting it with verbal-based methods.
Öz: Bu çalışmada; kadınla ilişkilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil biçimi ve 'emtia ola... more Öz: Bu çalışmada; kadınla ilişkilendirilen toplumsal rollerin medyada temsil biçimi ve 'emtia olarak feminizm (commodity feminism)' ve 'feminist reklam (femvertising)' kavramları incelenmiştir. Kadının ekonomik bağımsızlığı ve esas tüketici hedef kitlesi içerisinde yer alması, kadınlara yönelik program içeriklerinin ve reklamların niceliğini artırmıştır. Ancak medya içeriklerinde; çalışan-çalışmayan kadından beklenen, yerleşik rolleri pekiştirmeye yönelik, istisnalar dışında, çok da bir değişim yaşanmamıştır. Şirketler, hem kadına yüklenen yerleşik rolleri pekiştirmeye hizmet etmekte hem de yeni toplumsal eylem gruplarına da kayıtsız kalamamaktadır. Bu durum, markaların reklamlarında feminist söylemleri kullanmasıyla ve kendilerini feminist markalar olarak konumlandırmalarıyla somutlaşmaktadır. Çalışmada; bu eğilimin, üçüncü dalga feminizm hareketi ile yakın bir ilişki içerisinde olduğu belirtilen 'Emtia olarak feminizm' ve 'feminist reklamlar' kavramıyla açıklanması, alanda araştırma yapan akademisyenlere ve uygulayıcılara katkıda bulunması açısından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, öteki, emtia olarak feminizm, feminist reklamlar, medyada kadının temsili Abstract: In this research the social roles associated with women are examined with format of representation, commodity feminism and feminist advertising (femvertising) concepts in media. The women take part of economic independence and the main consumer target group have increased the amount of program content and advertisements about women. But there has not been much change, except few, reinforced the built roles that are expected from working and non working women in media content. The companies serve both to reinforce the built-in roles charged to women and not remain indifferent to new social action groups. This is embodied by the use of feminist discourses by brands in their advertisements and positioning themselves as feminist brands. In order to contribute to the field researchers and practitioners, this tendency is explained with the concept of 'commodity feminism' and 'femvertising', which are closely related to the movement of third wave feminism.
Öz Bu çalışmada; global bir marka olan Nike'ın Türkiye, Orta Doğu ve Rusya için hazırladığı 8 Mar... more Öz Bu çalışmada; global bir marka olan Nike'ın Türkiye, Orta Doğu ve Rusya için hazırladığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü temalı reklam filmlerinde, hangi kültürel değerleri ve çekicilikleri kullandığını ayrıca izleyicilerin reklama yönelik beğeni ifadelerinin neler olduğunu araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda YouTube izleyici duvar yorumları, içerik analizinden faydalanılarak her üç ülke için ayrı ayrı incelenmiştir. İçerik analizinden elde edilen nitel verilerde; Türkiye için kadına yüklenen ev içi sorumluluk, olumlu ve olumsuz yaklaşımlarla tartışılmış ve kadın gücü, özgürlük, başarı, güç, meslek, para, hırs, rekabet ve özdeşleştirme çekiciliklerine vurgu yapıldığı bulunmuştur. Orta Doğu'da yayınlanan reklamda ise izleyiciler, örtünün reklamda kullanılmasına yönelik farklı görüşler ileri sürmüştür. İzleyici yorumlarından elde edilen çekicilikler ise eşit(siz)lik, aidiyet, ırkçılık, itici güç kadınlar ve sömürüdür. Rusya'da gösterime giren reklamda da kültürel değer olarak, kadınların kendilerini nasıl isterlerse öyle tanımlayabilecekleri, kullanılan reklam sloganı ile benzer şekilde ifade edilse de kadınların erkeklere özenen steroid varlıklar olduğu iddiasında bulunulmuştur. Ayrıca, reklamlarda; dünyayı değiştirme isteği, farklılık, özgürlük, steroid, cinsiyetçilik, seks ve başarı çekicilikleri kullanıldığı tespit edilmiştir. Reklam beğeni ifadelerinin ise her üç ülkede benzerlik gösterdiği bulunmuştur. Abstract In this study, it is aimed to search in the 8th March International Women's Day themed commercial series prepared for Turkey, Middle East and Russia by Nike, which is a global brand, which cultural values and appeals are used along with the expressions of the viewers towards the commercial. In accordance with this purpose, YouTube viewer's timeline comments are examined by using contet analysis for each of three country. In qualitative data obtained from content analysis; for Turkey, housewife's responsibilities are discussed with positive and negative approach and it is found that women power, freedom, success, power, profession, money, ambition, rivalry and their identification appeal are emphasized. In commercial released in Middle East, audience put forward different views on the use of cover in commercial. The appeals gained from audience comments are (in)equality, belonging, racism, driving force women and exploitation. Even if, the commercial which was broadcasted in Russia, culturally implies that women can stand for themselves just as the way they want, which is similarly expressed in the commercial slogan as well, it is claimed that women are steroid creatures who emulate men. Also in commercials, it is determined that the appeals of desire to change world, diversity, freedom, steroid, sexism, sex and success are used. It is found that commercial liking statements are similar in all three countries.
ÖZ Herkes hayatında ailesine, çevresine, sahiplendiği fikirlere dahası ürünlere ve markalara tutu... more ÖZ Herkes hayatında ailesine, çevresine, sahiplendiği fikirlere dahası ürünlere ve markalara tutunarak yaşamaktadır. Tutunulan ürün ve markalar aracılığıyla toplum içinde statü kazanıldığı ve tüketildiği oranda varlığın kabul ettirilebileceği düşüncesi önem kazanmaktadır. Şirketler de kişilerin ürün ve markaları her koşulda sahiplenmesini, en kolay ve en etkili tanıtım yollarından biri olan olumlu ağızdan ağza pazarlamanın yaygınlaşmasını istemekte ve bu anlamda sadakat programları geliştirmektedir. Günümüz tüketicisi ise, birçok ürün ve marka arasından seçim yapmaya zorlanmakta ve kendilerine sunulan işlevsel faydadan ziyade sembolik değer öne çıkartılmaktadır. Reklam stratejileri ile kişilerin ürün ve markaya yönelik bağlılık geliştirmesi için duygusal mesajlar hazırlanmakta ve tüketicinin benlik yapısına uygun söylemler geliştirerek tüketicinin güveni kazanılmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, tüketicilerin dayanıklı tüketim mallarından olan buzdolaplarına yönelik sadakatlerini öğrenmek amacıyla anket tekniğinden faydalanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda tüketicilerin yaş dağılımları ile marka-benlik uyumu arasında, ürüne ve kuruma yönelik algıladıkları değer ile sadakat boyutları arasında ve kuruma yönelik itibar ile sadakat değişkeni arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Everyone has embraced to family, environment, ideas and also product and brand in his/her life. The idea is becoming more important which is through embrassing products and brands, people acquire status and verify their presence in the community how much the rate of consumption is high. The firms would develop loyaty programs for products and brands which are accepted from target audiences in all conditions and provide easiest and effective way of promotion and worth of mouth are pervasive. The modern day consumers are forced making a choice among products and brands and care symbolic values rather than functional. Emotional messages are demonstrated in advertisements for developing products and brands attachment and advertising statements are adaptable to consumer's self esteem to gain their confidence. In the aim of study investigated that how consumes' perception about loyalty.As a result of the study consumers' dispersion of ages are relating with brand-self coherence and perceived values about products and company is linking with loyalty dimension and between company'reputation and loyalty variables have a significant relations.
Uploads
için geçerli olduğu kadar kar amacı gütmeyen kurumlar (KAGK) için de geçerlidir. Kar amacı güden kuruluşların oluşturdukları olumlu bir itibar mali açıdan kar sağlarken; KAGK’lar için iyi bir itibar, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan bağış, yardım ve gönüllülerin katılımlarının sağlanması açısından önemlidir. 1876 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kızılay, Türkiye’de afet ve sosyal yardım konularında aktif olan, kar
amacı gütmeyen bir kurumdur. Bu çalışmanın amacı Eskişehir evreninde, Kızılay’ın algılanan kurumsal itibarını ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Baygül (2008) ile Sarstedt
ve Schloderer’in (2010) çalışmalarındaki kurumsal itibar ölçekleri esas alınarak elde edilen 32 maddelik Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak anket
kullanılmış ve kota örnekleme yöntemi ile seçilen 200 kişiye uygulanmıştır. Araştırma sonuçları Kızılay’ın kurumsal itibarı üzerinde etkili olan beş faktör olduğunu ortaya koymuştur (Yetkinlik, toplumsal sorumluluk, kurum performansı, çekicilik ve bağışyardım- gönüllülük). Sonuçlar Kızılay’ın toplumsal sorumluluk taşıyan bir kurum olarak algılandığını ancak diğer taraftan Kızılay’ın çekici bulunmadığını göstermektedir. Özellikle
de bağışlanan paraların iyi amaçlar için kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüpheler bulunmaktadır.
In today’s competitive environment, it is quite important for companies to have a desirable reputation to become prominent and survive. This is also true for nonprofit corporations
as well as profit-oriented companies. While positive reputation established by profitoriented company returns profit financially, a good reputation for nonprofit organizations is important in terms of donations, aid and participation of volunteers to continue its operations. Kızılay, which has been continued its operations since 1876, is an active nonprofit corporation in the field of disasters and social aid. The aim of the study is to reveal perceived reputation of Kızılay in Eskişehir population. In this direction, a 32 item Likert corporate reputation scale which is driven from Baygül’s (2008) and Sarstedt and Schloderer’s (2010) studies was drawn on. Survey was used as a data acquisition method and conducted to 200 people who were chosen using quota sampling method. Research
results reveal that there are five factors which are effective on Kızılay’s reputation (Competence, social responsibility, corporate performance, Attractiveness and donation-helpvolunteering). Results show that Kızılay is perceived as a socially responsible corporation; but, on the other hand Kızılay is not found attractive. Particularly, there are doubts
about if the donated money is spent for good purposes.
ABSTRACT The information society, called the extension of post-industrial society, is designed as a period when internet-based technologies surround the everyday life. Through human machine interaction; many programming languages such as the internet of things (IoT), artificial intelligence, cloud storing and Blockchain, establish a secure connection among themselves. Especially with the help of Blockchain technology, a transparent, with non-volatile record money exchange transaction between the parties (peer to peer) is carried out without the need of bank or any intermediary person or institution over the encrypted network. The demand of use in the world and recently in Turkey has increased due to the fact about this application which is centerless, reliable, transparent, cannot hide the identity of the parties (any unexplained intermediary person), the transactions are encrypted and the fact that transaction records between the parties are easily monitored and the costs are significantly reduced. The marketing and advertising sectors also follow closely this change in technology. The study is a compiled review of the research on how the ways of doing business in both sectors changed through this technology, and different contents for blockchain technology.
için geçerli olduğu kadar kar amacı gütmeyen kurumlar (KAGK) için de geçerlidir. Kar amacı güden kuruluşların oluşturdukları olumlu bir itibar mali açıdan kar sağlarken; KAGK’lar için iyi bir itibar, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan bağış, yardım ve gönüllülerin katılımlarının sağlanması açısından önemlidir. 1876 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kızılay, Türkiye’de afet ve sosyal yardım konularında aktif olan, kar
amacı gütmeyen bir kurumdur. Bu çalışmanın amacı Eskişehir evreninde, Kızılay’ın algılanan kurumsal itibarını ortaya koymaktır. Bu doğrultuda Baygül (2008) ile Sarstedt
ve Schloderer’in (2010) çalışmalarındaki kurumsal itibar ölçekleri esas alınarak elde edilen 32 maddelik Likert ölçeğinden yararlanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak anket
kullanılmış ve kota örnekleme yöntemi ile seçilen 200 kişiye uygulanmıştır. Araştırma sonuçları Kızılay’ın kurumsal itibarı üzerinde etkili olan beş faktör olduğunu ortaya koymuştur (Yetkinlik, toplumsal sorumluluk, kurum performansı, çekicilik ve bağışyardım- gönüllülük). Sonuçlar Kızılay’ın toplumsal sorumluluk taşıyan bir kurum olarak algılandığını ancak diğer taraftan Kızılay’ın çekici bulunmadığını göstermektedir. Özellikle
de bağışlanan paraların iyi amaçlar için kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüpheler bulunmaktadır.
In today’s competitive environment, it is quite important for companies to have a desirable reputation to become prominent and survive. This is also true for nonprofit corporations
as well as profit-oriented companies. While positive reputation established by profitoriented company returns profit financially, a good reputation for nonprofit organizations is important in terms of donations, aid and participation of volunteers to continue its operations. Kızılay, which has been continued its operations since 1876, is an active nonprofit corporation in the field of disasters and social aid. The aim of the study is to reveal perceived reputation of Kızılay in Eskişehir population. In this direction, a 32 item Likert corporate reputation scale which is driven from Baygül’s (2008) and Sarstedt and Schloderer’s (2010) studies was drawn on. Survey was used as a data acquisition method and conducted to 200 people who were chosen using quota sampling method. Research
results reveal that there are five factors which are effective on Kızılay’s reputation (Competence, social responsibility, corporate performance, Attractiveness and donation-helpvolunteering). Results show that Kızılay is perceived as a socially responsible corporation; but, on the other hand Kızılay is not found attractive. Particularly, there are doubts
about if the donated money is spent for good purposes.
ABSTRACT The information society, called the extension of post-industrial society, is designed as a period when internet-based technologies surround the everyday life. Through human machine interaction; many programming languages such as the internet of things (IoT), artificial intelligence, cloud storing and Blockchain, establish a secure connection among themselves. Especially with the help of Blockchain technology, a transparent, with non-volatile record money exchange transaction between the parties (peer to peer) is carried out without the need of bank or any intermediary person or institution over the encrypted network. The demand of use in the world and recently in Turkey has increased due to the fact about this application which is centerless, reliable, transparent, cannot hide the identity of the parties (any unexplained intermediary person), the transactions are encrypted and the fact that transaction records between the parties are easily monitored and the costs are significantly reduced. The marketing and advertising sectors also follow closely this change in technology. The study is a compiled review of the research on how the ways of doing business in both sectors changed through this technology, and different contents for blockchain technology.