Özkan Leblebici

The progress of capitalist mode of production in agriculture has created dependency on industrial production. This kind of dependency to inputs in agriculture causes the terms of trade grow against the producers. However, the liberalisation tendency in agricultural trade, especially in the aftermath of the Uruguay Rounds, increased the integration level of multinational corporations (MNCs). This enables MNCs, leading firms in production chains to render the producers dependent on the production process. Marketing is an important problem for producers in this structure. Producers can hardly access markets without the support of MNCs. Cooperatives may be a solution for such a problem. This study discusses that cooperative organisations could be the structures that enable producers to access the markets despite MNCs.Kapitalistinio gamybos būdo raida žemės ūkyje sukūrė priklausomybę pramonės produkcijai. Ši priklausomybė nuo pramonės žemės ūkyje sukelia situaciją, kad tarptautinė prekyb...

Kentsel dönüşüm, kentli hakları dikkate alınmadan ideolojik bir tartışmanın konusu olabilir. Gereklilikler ve yerel yönetimlerin tutumu yanında, kentliler kentsel dönüşümden ne bekler? Bu beklentiler kamu yönetimi nezdinde ne derece dikkate alınır? Bu çerçevede yasal düzenlemeler her sorunu çözebilmekte midir?

Kooperatifçiliğin gelişimi her ülkede farklı dinamiklere bağlı olarak gelişmiştir. Türkiye'de kooperatifçiliğin ilk örnekleri batıdaki örneklerinden kısa bir süre sonra tarım alanında kendini göstermeye başlamıştır. Örgütlü bir üretim biçimini hayata geçirerek üreticinin korunmasını sağlayan kooperatifler, Türkiye'de politikaların değiştiği 1980'lerden sonra uzunca bir süre önemsizleştirilmiştir. Ancak küresel gelişmeler kooperatiflerin tekrar önem kazanmaya başlamasını sağlamıştır. Bu çalışmada Türkiye'nin 19. YY'da başlayan kooperatifçilik deneyiminin Cumhuriyetle birlikte ivme kazanması ve kalkınma planlarına yansımaları ele alınmakta, kooperatifçiliğe ilişkin yeni gelişmeler değerlendirilmektedir.

Özet: Afetlerin toplumların risk algısı bağlamında yönetilmesi, döngüsel bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Afet yönetimi, afetlerin doğası itibariyle kamu yönetiminin etkin olduğu bir süreç olarak planlanmalıdır. Ancak afetlerde sadece resmi kurumların değil, gönüllü şahısların ve hükümet dışı örgütlerin de çokça faaliyet gösterdiği bilindiğine göre, bu yapılarla ilişkilerin de kamu politikasının bir çalışma alanını oluşturması gerekmektedir. Bu çalışma alanında afet döngüsünün yapısından dolayı disiplinler arası çalışma, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada afetlerin kamu yönetimi açısından ele alınmasını müteakip, afet kaynaklı krizlerin yönetilmesinde kamu yönetimi ile sivil toplum örgütleri, gönüllüler ve hükümet dışı örgütlerin işbirliği içinde çalışması gerekliliği vurgulanacaktır.

The progress of capitalist mode of production in agriculture has created dependency on industrial production. This kind of dependency to inputs in agriculture causes the terms of trade grow against the producers. However, the liberalisation tendency in agricultural trade, especially in the aftermath of the Uruguay rounds, increased the integration level of multinational corporations (MNCs). This enables MNCs, leading firms in production chains to render the producers dependent on the production process. Marketing is an important problem for producers in this structure. producers can hardly access markets without the support of MNCs. Cooperatives may be a solution for such a problem. This study discusses that cooperative organisations could be the structures that enable producers to access the markets despite MNCs.