Svoboda | Graniru | BBC Russia | Golosameriki | Facebook
Skip to main content

Leyla Aydemir

  • noneedit
  • Ich bin verantwortlich für das, was ich sage, nicht für das, was du verstehst.edit
İletişim teknolojilerindeki hızlı değişmeyle birlikte insanların birbirleriyle etkileşime girme yolları da değişmeye başlamıştır. Sosyal medya; fotoğraf, video, müzik, deneyim ve fikirleri paylaşmak için insanların kullandığı günümüzün en... more
İletişim teknolojilerindeki hızlı değişmeyle birlikte insanların birbirleriyle etkileşime girme yolları da değişmeye başlamıştır. Sosyal medya; fotoğraf, video, müzik, deneyim ve fikirleri paylaşmak için insanların kullandığı günümüzün en etkili iletişim ve etkileşim organlarından birisi haline gelmiştir. 0 3 0 7 Sosyal medya uygulamalarından Instagram, 2010 yılından günümüze 300 milyon kullanıcı ile kullanıcı sayısı açısından dünyanın en hızlı büyüyen sosyal ağıdır. Bu sosyal ağda belirli takipçi sayısına ulaşmış ve kendilerini annelik kimliği üzerinden bir yer edinmiş Instagram anneleri bulunmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, instagram annelerinin kadın takipçilerinin üzerine etkisini takipçilerin kendi değerlendirmelerinden yola çıkarak ortaya çıkarmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu basit rastgele örnekleme metodu ile seçilmiş 59 kadın oluşturmaktadır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, kullanıcıların instagram annelerini büyük oranda sosyal medya aracılığıyla keşfettikleri buna rağmen kendilerini çok yakın hissettikleri hatta bir arkadaş ya da akraba gibi algıladıkları görülmektedir. Kadınların büyük çoğunluğunun Instagram annelerini hayatlarının en önemli değişim dönemleri kabul edilebilecek ciddi bir ilişkiye başlama, söz/nişan, evlenme, hamilelik), doğum gibi dönemlerde takip etmeye başladıkları ve instagram annelerinin tanıtım yaptıkları ürünlere karşı ilgi ve satın alma arzusu uyandırdığı araştırmanın ortaya koyduğu diğer önemli sonuçlardandır
ÖZET Hasta hakları, sağlık kurumlarında tedavi edilen hastaların karşılanması gereken temel gereksinimleri ifade eder. Tüm dünyada yoğun şekilde gelişme gösteren hasta hakları konusunda Türkiye'de uygulanan düzenleme 1998 yılında... more
ÖZET Hasta hakları, sağlık kurumlarında tedavi edilen hastaların karşılanması gereken temel gereksinimleri ifade eder. Tüm dünyada yoğun şekilde gelişme gösteren hasta hakları konusunda Türkiye'de uygulanan düzenleme 1998 yılında yürürlüğe giren ve 2016 yılı sonunda güncellenen Hasta Hakları Yönetmeliğidir. Sağlık kurumlarında ortaya çıkan sorunların önlenmesi, sunulan hizmetlerinin kalitesinin artırılması, hastaların hak ihlallerinin ortadan kalkması ve gerektiğinde hukuki korunma yollarının kullanabilmesine dair esas ve usulleri belirleyen bu yönetmeliğin, istenilen amaca hizmet etmesinde sağlık personelince ve hastalarca bilinip tanınması önemlidir. Bu araştırma, ayakta ya da yatarak tedavi görmekte olan hastaların hasta haklarına yönelik tutumlarını ve bu hakları kullanma durumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu Trabzon'da yaşayan üniversite hastanesi ve çeşitli özel hastanelerde tedavi görmekte olan basit tesadüfi örnekleme yoluyla seçilmiş 300 hasta oluşturmaktadır. Betimleyici araştırma deseninin kullanıldığı çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden anket araştırma tekniğinden faydalanılmıştır. Anket formu, hastaların demografik özelliklerine ilişkin 6 soru ve likert ölçeği tipinde geliştirilen 25 ifadeden oluşmaktadır. Bu ifadeler kişilerin hasta haklarından faydalanma durumlarını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.. Elde edilen verileri SPSS 23 istatistik analiz programı ile analiz edilmiştir. Araştırma, katılımcıların büyük çoğunluğu tarafından bilgilendirilmeye, uygun ortamın sağlanmasına, bilgilerinin saklı tutulmasına, mahremiyetlerinin korunmasına vb. yönelik haklarını kullandıkları ve tedavi gördüğü sağlık kurumlarından memnun oldukları sonucunu ortaya koymaktadır. Diğer yandan katılımcılar büyük çoğunluğu bir takım hasta haklarının ihlal edildiği (%54) ve hastane personelinin hasta hakları konusunda hizmet içi eğitime ihtiyacı olduğu (%51) görüşüne hâkimdir. Anahtar Kelimeler: Hasta hakları yönetmeliği, hasta, bilgi düzeyi, Trabzon GİRİŞ Sağlık durumuna sahip olmayıp iyileşmek amacıyla sağlık kurumlarında tıbbi eğitim almış sağlık personelinin yardımına ihtiyaç duyan "hasta" kabul edilen kişilerin bu süreçte bir takım hakları mevcuttur. Hasta hakları olarak adlandırılan bu haklar, insan hak ve değerlerinin sağlık hizmetlerine uygulanmasını ifade eden ve tıbbi girişimlerle ilgili bütün hakları kapsamaktadır (Hatun, 1999). Hasta hakları gündeme geldiğinde, söz konusu hakların hukuksal olarak karşılığını düzenleyen hasta ile hekim arasında gerçekte olmasa bile varlığı kabul edilen bir tür sözleşme anlaşılır (Sütlaş, 2000). Bu sözleşme, hasta ve hekim arasındaki ilişkinin özellikle de hekim tarafından üstlenilen asli edimin konusuna ve içeriğine göre; hizmet, vekâlet ya da eser (istisna) sözleşmesi olarak adlandırılmaktadırlar (Demir, 2007: 154). Dünyada hasta haklarına yönelik ilk somut gelişmeler 1970'li yılların başlarında görülmüştür. Sözü edilen tarihten önceki dönemde hasta hekim ilişkisi; temel hak ve hürriyetleri düzenleyen,
TRABZON’DA SOKAKTA ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN ÇALIŞMA NEDENLERİ VE KOŞULLARINA İLİŞKİN BETİMLEYİCİ BİR ARAŞTIRMA
Yalnızca gelişmekte olan değil, aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de önemli so-runlarından biri olan işsizlik, son yıllarda tüm dünyada küreselleşme sürecinin de etkisiyle özellikle genç nüfusu önemli ölçüde etkilemektedir. Bu araştırma,... more
Yalnızca gelişmekte olan değil, aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de önemli so-runlarından biri olan işsizlik, son yıllarda tüm dünyada küreselleşme sürecinin de etkisiyle özellikle genç nüfusu önemli ölçüde etkilemektedir.

Bu araştırma, üniversite son sınıfta öğrenim gören öğrencilerin işsizlik algıları-na bağlı kaygı ve umutsuzluk düzeylerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma-nın örneklem grubunu, 2017-2018 eğitim ve öğretim yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesine bağlı bölümlerde öğrenim gören 200 son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır.

Betimleyici araştırma deseninin kullanıldığı araştırmada, nicel araştırma teknik-lerinden anket tekniği kullanılmıştır. Araştırma anketi iki bölümden oluşmakta-dır. İlk bölüm öğrencilerin tanıtıcı özelliklerine ait soruları içeren 13 soruluk kişisel bilgi formundan, ikinci bölüm ise 20 sorudan oluşan Beck Umutsuzluk Ölçeği’nden oluşmaktadır (BUÖ).

Araştırmada Beck Umutsuzluk Ölçeği ile kişilerin işsiz kalma düşüncesine yö-nelik umutsuzluk durumları ölçülmüştür. Çapraz tablolar ile çeşitli öğrenci grupları içerisinde umutsuzluk düzeylerinin dağılımı betimlenerek analiz edil-miştir. Öğrenci grupları, öğrencilerin okudukları bölümlere, öğretim türüne (bi-rinci/ikinci), aylık gelir ve akademik başarı düzeyine, akademik kariyer planına, iş deneyimine, tahmini iş bulma süresine, meslek sahibi olmanın ana nedenine göre oluşturulmuştur. Umutsuzluk ile okunulan bölüm, akademik kariyer planı ve iş deneyimi arasındaki ilişki ki-kare bağımsızlık testi ile test edilmiştir. Araş-tırma verileri IBM SPSS 23.0 programı ile değerlendirilmiştir.

Alpha güvenirlik katsayısının, 897 olarak bulunduğu bu çalışmada, araştırma katılımcılarının 61,5’inin hafif ya da ileri seviyede gelecekteki iş yaşantılarına yönelik bir umutsuzluğa sahip oldukları, okunulan bölüm, akademik kariyer planı ve iş deneyimi ile gençlerin umutsuzluk düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür.
ÖZET Her gün binlerce kadın hayatını şiddetin çeşitli türlerine maruz kalmaktadır. Tür-kiye'de kadına yönelik şiddet olayları özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış göstermiş ve bunun sonucunda sosyal yaşamda önlem alınması gereken... more
ÖZET Her gün binlerce kadın hayatını şiddetin çeşitli türlerine maruz kalmaktadır. Tür-kiye'de kadına yönelik şiddet olayları özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış göstermiş ve bunun sonucunda sosyal yaşamda önlem alınması gereken önemli bir sorun haline dönüşmüştür. Cinsel taciz, bu şiddet türlerinden bir tanesidir. Bu alan araştırması, taciz algısını ve taciz nedeni olarak kadının tutum ve davra-nışlarına yönelik toplumsal algıyı konu edinmektedir. Çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden anket tarama tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem gru-bunu basit rastgele örnekleme yoluyla seçilmiş eşit sayıda kadın ve erkekten olu-şan 200 kişi meydana getirmektedir. Çalışmada katılımcıların taciz algısı ve kadının tacize uğrama nedenlerine ilişkin kadının kılık kıyafetine, konuşmasına, tavır ve davranışlarına yönelik bakış açıları cinsiyetler arası karşılaştırmalar yapılarak analiz edilmiştir. Araştırma verileri SSPS 23 programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Katılımcı-ların tutum ve bakış açılarının sayısal değerlerini ortaya koymak üzere frekans ve yüzdelik değerleri barındıran tablolar oluşturulmuştur. İki değişken arasındaki ilişkinin incelendiği durumlarda çapraz tablolardan faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı cinsiyete bağlı oranlar karşılaştırıldığında, kadını kı-lık kıyafet, konuşma tarzı, hal ve hareketleri ile tacize uğramasından sorumlu tu-tan ve istemediği takdirde tacize uğramayacağını düşünen erkeklerin oranı (%30) kadınların oranından yüksektir (%20). Erkek egemen toplumun kadın tacizi üze-rine etkisini kabul eden kadınların oranı ise (%47) erkeklerin oranının (%26) yak-laşık iki katıdır.
Patient rights means the basic needs of patients treated at health institutions. The regulation implemented in Turkey about patient rights, which showed great improvement throughout the world, is the Regulation on Patient Rights that took... more
Patient rights means the basic needs of patients treated at health institutions. The regulation implemented in Turkey about patient rights, which showed great improvement throughout the world, is the Regulation on Patient Rights that took effect in 1998 and was updated at the end of 2016. This Regulation sets the rules and procedures concerning prevention of problems emerging at health institutions, improvement of quality of the provided services, elimination of patient right violations, and the utilization of legal protection means when necessary, and it is vital that this Regulation is recognized by health care personnel and patients for it to serve the purpose. This study was conducted to investigate the attitudes of inpatients or outpatients towards patient rights and their position to exercise these rights. The sample group of the study consisted of 300 patients living in Trabzon and being treated at the University Hospital and various private hospitals and selected by simple random sampling. In the study, descriptive research design was used as a quantitative research method. The questionnaire form consisted of 6 items on demographic features of the patients and 25 statements developed in Likert scale type. These statements aimed to put forward the situation of the persons to benefit from patient rights. The collected data were analyzed by using SPSS 23 statistical analysis program. The research manifested that majority of the participants exercised their rights for receiving information, access to appropriate setting, and being ensured with information and privacy confidentiality, etc. and that they were pleased about the health institutions where they were treated. On the other hand, majority of the participants thought that some of their patient rights were violated (54%) and there was need for in-service training of hospital personnel about patient rights (51%).
İşsizlik, bugün hemen hemen her ülkenin önemli sosyo-ekonomik sorunlarının başında gelmektedir. Bu yüzden, istihdamı artırıcı politikalar her dönem ülkelerin ekonomi ve eğitim politikalarının vazgeçilmez bir unsuru olmuştur ve olmaya... more
İşsizlik, bugün hemen hemen her ülkenin önemli sosyo-ekonomik sorunlarının başında gelmektedir. Bu yüzden, istihdamı artırıcı politikalar her dönem ülkelerin ekonomi ve eğitim politikalarının vazgeçilmez bir unsuru olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Ülkemizde istihdamda yer almayan üniversite mezunu kişilerin oranında son yıllarda görülen artış,  üniversite mezunlarının işsizlik sorununu gündeme getirmiştir. 
Günümüz toplumlarında işsizlik, sadece ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal sonuçları bakımından önemli bir problemdir.  İşsizliğin yarattığı tahribatı en aza indirgeyebilmek için sonuçlarının tespiti ve analizi oldukça önemlidir. Bu çalışma, Trabzon’da yaşanan üniversite mezunu işsizleri ve işsiz olma durumlarının aile yaşamlarına etkilerini ekonomik, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla analiz etmektedir. Çalışmada betimleyici araştırma deseni ve nicel araştırma yöntemlerinden anket veri toplama tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu, Trabzon’da basit tesadüfi örnekleme yoluyla seçilmiş 200 üniversite mezunu işsiz oluşturmaktadır.
Araştırma, katılımcıların genç, bekâr, diploma sahibi, kısa süreli işsiz ve aile desteği alan bireyler olmalarına rağmen, işsizliğin hem ekonomik hem de psikolojik ve sosyal bağlamda aile hayatlarına önemli etkileri olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.
Çalışma, Trabzon’da mevcut işsizlik durumuna ve yarattığı problemlere ışık tutması bakımından önemli görülmektedir.
Teknolojinin hızla geliĢtiği, iletişim ağının neredeyse her şeyin öğrenilmesini mümkün kıldığı günümüzde medya, dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir. Bu özelliklerinin yanında olaylara yön vermek, kamuoyu oluşturmak ve düşünceleri... more
Teknolojinin hızla geliĢtiği, iletişim ağının neredeyse her şeyin öğrenilmesini mümkün kıldığı günümüzde medya, dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir. Bu özelliklerinin yanında olaylara yön vermek, kamuoyu oluşturmak ve düşünceleri biçimlendirmek gibi büyük güce sahip olan medya, toplum yaşamının vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Bu bakımdan modern bilgi toplumlarında medya, politikacılar, şirket yöneticileri, meslek temsilcileriyle ve aka- demisyenler gibi diğer seçkin grup ve kurumlar ile birlikte toplumdaki çoğu insanın yaşamları üzerinde büyük etkiye sahiptir. Şirket yöneticilerinin gücü kamusal söylem ve kamuoyun-dan çok, ekonomi, pazar, üretim ve iş(sizlik) üzerinde daha etkiliyken; medyanın gücü öncelikle söylemsel ve semboliktir. Medya söylemi insanların bilgisi tutum ve ideolojilerinin ana kaynağı haline gelmiştir.
Teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin sunduğu iletişim olanakları bireylerin çevrelerini algılama ve kritik yapabilme gücünü artırmıştır. Yeni medya olarak isimlendirilen bu iletişim olanakları, bireylerin iletişim için bilgisayar ve benzeri diğer mobil cihazları internet üzerinden etkileşimli bir şekilde kullanmasına kapı aralamıştır. Başka bir ifade ile yeni medya, internetin etkileşimli iletişim gücünü anlatmak için kullanılan soyut bir kavramdır ve bu gücü kullanan araçlar da sosyal medya araçları olarak adlandırılmaktadır. Bireyin çevresinde ortaya çıkan sosyal, kültürel, ekonomik, yönetsel gelişmeler sosyal medya araçları üzerinden hızlıca yayılmakta, böylelikle insanların bu içeriklere kısa sürede ulaşabilmeleri ve tartıĢa- bilmeleri mümkün olmaktadır. Sosyal medyanın bu özellikleri, onun kamuoyu oluşturmadaki ve politik alandaki rolünü tartışmasız biçimde güçlendirmiştir.
Kullanımı geniş kitlelere ulaşan sosyal medyayı insanlar farklı amaçlar ile kullanabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, toplumun önemli bir kesimini oluşturan ve eğitimde kritik role sahip öğretmenlerin sosyal medya kullanım tutum ve alışkanlıklarını ortaya koymaktır. İlk ve Ortaokul öğretmenlerinin sosyal medya kullanımlarına ilişkin yapılan bu çalışmada tarama modeli esas alınmıştır.

Araştırmada Öğretmenlerin sosyal medya araçlarını takip edip etmedikleriyle ilgili tanımlayıcı düzeyde bilgiler elde edilmiş ve “iletişim”, “kullanım amacı”, “alternatif medya”, “özgürlük alanı” alt başlıklarından oluĢan “sosyal medya kullanım ölçeği” açısından öğretmenlerin sosyal medya ile ilgili değerlendirmeleri ortaya konmuştur.
ÖZET Her gün binlerce kadın hayatını şiddetin çeşitli türlerine maruz kalmaktadır. Tür-kiye'de kadına yönelik şiddet olayları özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış göstermiş ve bunun sonucunda sosyal yaşamda önlem alınması gereken... more
ÖZET Her gün binlerce kadın hayatını şiddetin çeşitli türlerine maruz kalmaktadır. Tür-kiye'de kadına yönelik şiddet olayları özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış göstermiş ve bunun sonucunda sosyal yaşamda önlem alınması gereken önemli bir sorun haline dönüşmüştür. Cinsel taciz, bu şiddet türlerinden bir tanesidir. Bu alan araştırması, taciz algısını ve taciz nedeni olarak kadının tutum ve davra-nışlarına yönelik toplumsal algıyı konu edinmektedir. Çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden anket tarama tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem gru-bunu basit rastgele örnekleme yoluyla seçilmiş eşit sayıda kadın ve erkekten olu-şan 200 kişi meydana getirmektedir. Çalışmada katılımcıların taciz algısı ve kadının tacize uğrama nedenlerine ilişkin kadının kılık kıyafetine, konuşmasına, tavır ve davranışlarına yönelik bakış açıları cinsiyetler arası karşılaştırmalar yapılarak analiz edilmiştir. Araştırma verileri SSPS 23 programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Katılımcı-ların tutum ve bakış açılarının sayısal değerlerini ortaya koymak üzere frekans ve yüzdelik değerleri barındıran tablolar oluşturulmuştur. İki değişken arasındaki ilişkinin incelendiği durumlarda çapraz tablolardan faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı cinsiyete bağlı oranlar karşılaştırıldığında, kadını kı-lık kıyafet, konuşma tarzı, hal ve hareketleri ile tacize uğramasından sorumlu tu-tan ve istemediği takdirde tacize uğramayacağını düşünen erkeklerin oranı (%30) kadınların oranından yüksektir (%20). Erkek egemen toplumun kadın tacizi üze-rine etkisini kabul eden kadınların oranı ise (%47) erkeklerin oranının (%26) yak-laşık iki katıdır.
ÖZ Meslek seçimi kişinin yalnızca gelecekte ki kazancının, mesleki mutluluğunun değil, aynı zamanda sosyal çevresinin, yaşam kalitesinin, maddi olanaklarının vb. belirlenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Kişinin ileride sahip olacağı... more
ÖZ
Meslek seçimi kişinin yalnızca gelecekte ki kazancının, mesleki mutluluğunun değil, aynı zamanda sosyal çevresinin, yaşam kalitesinin, maddi olanaklarının vb. belirlenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Kişinin ileride sahip olacağı mesleği belirlemesinde üniversite eğitimi büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla doğru bölüm tercihi bu yolda atılan önemli bir adımdır. Bu çalışmanın amacı üniversite eğitimi almakta olan öğrencilerin bölüm seçimlerinde belirleyici rol oynamış faktörleri saptayarak bölüm seçme yeterliliklerini ve tercihlerini gerçekleştirirken sahip oldukları bilinç düzeylerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Nicel araştırma yöntemlerinden anket araştırma tekniğinin kullanıldığı çalışmada elde edilen veriler IBM SPSS 23.0 programı yardımıyla analiz edilmiştir. Yapılan güvenilirlik analizi sonucunda, 891 Cronbach's Alpha değerine ulaşılmış olup, anketin güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırma sonunda, öğrencilerin büyük çoğunluğunun gerek kendi kararları gerekse başkalarının tavsiyeleri ile yeteneklerine uygun, iş avantajları yüksek, toplumsal saygınlığı olan meslekleri seçme eğiliminde oldukları görülmektedir. Bilinçli olarak bölüm tercihinde bulunduklarını belirten gençlerin kariyer, maddi kazanç, iş imkânı vb. etmenleri dikkate alarak hedeflerine uygun bölüm seçiminde bulundukları saptanmıştır.
A B S T R A C T
The choice of profession has an important effect not only on the future profits of the person and professional happiness, but also on the social environment, the quality of life, financial possibilities, etc. University education is of great importance in determining the future occupation of the person. So the right part is an important step taken in this way of preference. The purpose of this study is to determine the factors that played a decisive role in the university selection and to determine the competencies of department selection and to evaluate the level of consciousness they have while carrying out their preferences. In the quantitative research method, the data obtained in the study using the survey research technique was analyzed with the help of the IBM SPSS 23.0 program. As a result of the reliability analysis, 891 Cronbach's Alpha value has been reached and it is concluded that the survey is reliable. It is observed that the vast majority of students tend to choose professions with high business advantages and social prestige that are appropriate for their talents and abilities. Young people, who indicate that they have a conscious preference for the department, have chosen departments which are appropriate to their goals by taking into account some factors such as career, financial gain, job opportunity, etc.
Research Interests:
ÖZ: İletişimde metaforlar, önemli bir araç işlevi görürler. Kişinin hedeflediği kişi ya da kişilere zihnindekini daha iyi aktarabilmesini ve anlatımda istediği hedefe ulaşmasını kolaylaştırır. Bu araştırmanın amacı, öğretmen, öğrenci ve... more
ÖZ: İletişimde metaforlar, önemli bir araç işlevi görürler. Kişinin hedeflediği kişi ya da kişilere zihnindekini daha iyi aktarabilmesini ve anlatımda istediği hedefe ulaşmasını kolaylaştırır. Bu araştırmanın amacı, öğretmen, öğrenci ve veli arasındaki iletişim becerilerinin ve etkin iletişimin varlığına yönelik algıların metaforlar aracılığı ile ortaya çıkarılmasını sağlamaktır. Araştırmanın çalışma grubunu, Samsun ilinin bir Vakıf İlköğretim Okulunda öğrenim görmekte olan dördüncü sınıf öğrencileri (n: 40) ve aynı kurumda çalışan öğretmenler (n: 40) oluşturmaktadır. Yapılan çalışmada araştırma grubuna " Hazine Sandığı " tekniği uygulanmıştır: İçerisi çeşitli nesnelerle (anahtarlık, kilit, düğme, makas, vb.) doldurulmuş bir kutu (hazine sandığı) hazırlanmış ve araştırma grubu bireylerine kutunun içerisinden, öğretmen, veli ve öğrencileri temsil eden nesneler seçmesi istenmiştir. Daha sonra bu nesnelerin konumlandırılması istenmiştir. Denekler metaforlarını konumlandırırken " Öğretmen/ öğrenci/ veli/ okul için seçmiş olduğum nesne, … gibidir. " " Bu nesneyi ………. sebeple seçtim " şeklindeki cümleler " Neden bu nesneyi seçtin? " sorusu sorularak tamamlanmıştır. Araştırma sonunda deneklerin cevapları gruplandırılarak cinsiyet faktörüne göre analiz edilmiştir. Çalışma sonunda elde edilen metafor seçimleri ve konumlandırmaları bir bütün olarak yorumlanmıştır. Sonuç olarak, öğretmen-veli iletişim becerilerinin öğrencilerce yetersiz algılandığı görülmektedir. Aynı şekilde öğretmenler, öğrenciler ile etkin bir iletişime sahip olduklarını düşünürken, öğrencileri bu iletişimin güçlü olmadığı görüşüne sahiptir. ABSTRACT: The main core of the thesis is to analyse the perceptions of students, teachers and parents related to the communicational term via metaphors. It is aimed to analyse this process with 40 teachers and students of the 4th grades of a college of foundation in Samsun. While the metaphor analysis, Holger Lindemann (2015) " Die große Metaphern-Schatzkiste " technique has been applied to the participants. A treasure chest with a variation of nesnects is prepared for the metaphoric application. A subject is requested to choose some nesnects from the chest via associating them with the individuals or the institutions as well as to order them on a card-*. Bu makale, birinci yazarın danışmanlığında ikinci yazar tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinden türetilmiştir.
Research Interests:
Bu çalışmanın amacı, dokuzuncu sınıf öğrencilerinin onuncu sınıfta yapacakları alan ter-cihine bağlı olarak mesleki kararsızlık doğuran faktörleri ortaya çıkarmaktır. Araştırmada ayrıca mesleki kararsızlığın cinsiyet değişkenlerine göre... more
Bu çalışmanın amacı, dokuzuncu sınıf öğrencilerinin onuncu sınıfta yapacakları alan ter-cihine bağlı olarak mesleki kararsızlık doğuran faktörleri ortaya çıkarmaktır. Araştırmada ayrıca mesleki kararsızlığın cinsiyet değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı ince-lenmektedir. Araştırmaya Trabzon ilinde farklı türlerdeki ortaöğretim kurumlarından 240 dokuzuncu sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı " Mesleki Karar Verme Envan-teri " kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi SPSS 20 programı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları, cinsiyet değişkenine göre öğrencilerin mesleki karar düzeyleri ara-sında anlamlı bir ilişki olduğunu ve kız öğrencilerin mesleki kararsızlık düzeylerinin er-keklerden daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı zamanda kendini yeterince tanımama, meslek ve alan bilgisi eksikliği ve meslek seçimine ilişkin akılcı olmayan inanç puanları arasında cinsiyetlere göre anlamlı bir farklılık söz konusu iken, içsel çatışma, dışsal çatışma puanları ve toplam puanlarında bir farklılık görülmemiştir. Kız öğrencilerin kendini yeterince tanımama, meslek/alan bilgisi eksikliği ve meslek seçimine ilişkin akılcı olmayan inanç puanlarının, erkek öğrencilerin puanlarından anlamlı derecede yüksek olduğu sonucu çıkmıştır.
Research Interests:
Ergenlik, bireyin yetişkinlik tutum ve davranışlarını kazanma, cinsel olgunlaşma, bedensel büyüme gibi pek çok değişim ve zorluğun meydana geldiği önemli bir dönemdir. Hormonal, fiziksel, bilişsel, sosyal ve psikolojik olarak birçok... more
Ergenlik, bireyin yetişkinlik tutum ve davranışlarını kazanma, cinsel olgunlaşma, bedensel büyüme gibi pek çok değişim ve zorluğun meydana geldiği önemli bir dönemdir. Hormonal, fiziksel, bilişsel, sosyal ve psikolojik olarak birçok değişimin yaşandığı bu dönem çeşitli duygu değişikliklerinin de etkisiyle ergen genç için oldukça hassas ve zorlu bir süreci ifade eder. Bireyselliğin yoğun olarak gerçekleştiği bu dönemde ergenlerde şiddet içerik-li davranışların arttığı gözlemlenmektedir. Yapılan araştırmalar kendini bulma ve özerklik kazanma yolunda iler-leyen ergenin çete faaliyetlerine katılma, zararlı madde kullanma, suç işleme ve şiddete başvurma gibi davranışlara eğilim gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Şiddetin nedenlerine ilişkin çeşitli kuramlar söz konusu olmakla birlikte, yapılan araştırmalar ergenlik döne-minde artan fiziksel güç kullanımında bireyin kişisel özelliklerinin yanı sıra sosyal çevre koşullarının da önemli olduğu konusunda hemfikirdir. Bu çalışma, ergenleri şiddet eğilimine iten çeşitli (psiko-)sosyal faktörlerin yanı sıra, yürütülmüş yurtiçi ve yurtdışı araştırmalardan yola çıkarak ergen gençlerin bu dönemi en az hasarla nasıl atlatabileceklerine dair öneriler sunmaktadır.
Berlin tarihinde göç ve uyum konuları önemli bir yere sahiptir. Çeşitli göçmen grupları şehrin ekonomik, siyasi ve kültürel mirasına önemli etkide bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. Bu etkinin çift taraflı olması her iki toplumun... more
Berlin tarihinde göç ve uyum konuları önemli bir yere sahiptir.  Çeşitli göçmen grupları şehrin ekonomik, siyasi ve kültürel mirasına önemli etkide bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. Bu etkinin çift taraflı olması her iki toplumun sahip olduğu dini, kültürel ve sosyal değerlerin birbiriyle az ya da çok kaynaşmasına ne-den olmuştur. 1961 yılında Türkiye ve Federal Almanya Cumhuriyeti arasında im-zalanan „İşçi Göçü Anlaşması” ile başlayan göç hareketi sonucunda bugün Alman-ya’da yaklaşık üç milyon Türk kökenli nüfus yaşamaktadır. Bu nüfus her iki toplu-mun toplumsal ve kültürel değerlerinde önemli değişimleri de beraberinde getir-miştir.
Bu çalışma Berlin’de yaşayan Türk kökenli halkın cinsellik anlayışını kadını merkeze koyarak sunmayı amaçlamaktadır. Konu Türk toplumunda kadının aile ve toplum içerisinde ki konumu ve eşit hakları, kılık kıyafet ve cinsel özgürlüğü, kadının namusu ve ailede cinsel eğitim ve çocuğun cinsiyetinin önemi alt başlıklarıyla ele almaktadır.    Çalışmaya kaynaklık eden veriler Berlin’de yürütülmüş survey araş-tırma yöntemlerinden çoktan seçmeli tam yapılandırılmış anket tekniği kullanılarak elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kadın, Berlinli Türkler, Cinsel Özgürlük
Türkiye ve Federal Almanya Cumhuriyeti arasında 1961 yıllında imzalanan İşçi Göçü Anlaşması ile başlayıp bugün hala devam etmekte olan Türkiye’den göç hareketi her iki ülkenin toplumunu uluslararası alanda şekillendiren ve değiştiren... more
Türkiye ve Federal Almanya Cumhuriyeti arasında 1961 yıllında imzalanan İşçi Göçü Anlaşması ile başlayıp bugün hala devam etmekte olan Türkiye’den göç hareketi her iki ülkenin toplumunu uluslararası alanda şekillendiren ve değiştiren gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışma yarım yüzyılı aşkın süredir Almanya’da yaşayan Türk kökenli nüfusun gelişim içerisinde ki aile kimliğinin önemli özelliklerini ortaya çıkarmaktadır.  Berlin’de yürütülmüş saha araştırması verilerini özetleyen bu çalışma, kimliksel gelişimin yönünü yaş grupları arasında yapılan kıyaslamalar ile sunmaktadır. Araştırma verilerine dayanan en önemli bulgu; Berlin’de yaşayan üçüncü kuşak gençlerin kimliksel gelişiminde Türk kültürü, değerleri, normları ve İslam dini önem kazanırken, birinci ve ikinci kuşakta din azalan, Türk-Alman ortak kültürü ve değerleri ise artan bir öneme sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Türk kimliği, Almanya’da Türkler, göçmen kimliği, aile kimliği, Berlinli Türkler
The issues of immigration and adaptation have important roles in Berlin history. Various immigrant groups have had a significant impact on the city's economic, political and cultural inheritance. Because of the double sided nature of this... more
The issues of immigration and adaptation have important roles in Berlin history. Various immigrant groups have had a significant impact on the city's economic, political and cultural inheritance. Because of the double sided nature of this impact; religious, cultural and social values both societies hold cohered with one another over time. Since the immigration movements began with " Worker Immigration Agreement " signed by Turkey and Federal Republic of Germany in 1961, nearly three million people of Turkish origin have lived in Germany. The population brought with important changes in both societies' social and cultural values. This study aims to present the sexual perspective of the Turkish origin population living in Berlin by putting the women in the center. The subject will be presented with subtitles like the position of women in Turkish community within social and family aspects, the equal rights, external appearance, dressing and sexual freedom, women honor, sexual education in family and the importance of child gender. The resources of this study are obtained through a fully configured multiple-choice questionnaire technique of survey researching methods implemented in Berlin.
Özet Türkiye ve Federal Almanya Cumhuriyeti arasında 1961 yıllında imzalanan İşçi Göçü Anlaşması ile başlayıp bugün hala devam etmekte olan Türkiye’den göç hareketi her iki ülkenin toplumunu uluslararası alanda şekillendiren ve... more
Özet
Türkiye ve Federal Almanya Cumhuriyeti arasında 1961 yıllında imzalanan İşçi Göçü Anlaşması ile başlayıp bugün hala devam etmekte olan Türkiye’den göç hareketi her iki ülkenin toplumunu uluslararası alanda şekillendiren ve değiştiren gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışma yarım yüzyılı aşkın süredir Almanya’da yaşayan Türk kökenli nüfusun gelişim içerisinde ki aile kimliğinin önemli özelliklerini ortaya çıkarmaktadır.  Berlin’de yürütülmüş saha araştırması verilerini özetleyen bu çalışma, kimliksel gelişimin yönünü yaş grupları arasında yapılan kıyaslamalar ile sunmaktadır. Araştırma verilerine dayanan en önemli bulgu; Berlin’de yaşayan üçüncü kuşak gençlerin kimliksel gelişiminde Türk kültürü, değerleri, normları ve İslam dini önem kazanırken, birinci ve ikinci kuşakta din azalan, Türk-Alman ortak kültürü ve değerleri ise artan bir öneme sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Türk kimliği, Almanya’da Türkler, göçmen kimliği, aile kimliği, Berlinli Türkler
Research Interests:
Adolescence is an important period in which many changes and difficulties take place in people including acquiring adult attitude and behavior, sexual maturity and body growth. The related studies show that adolescence, who follows... more
Adolescence is an important period in which many changes and difficulties take place in people including acquiring adult attitude and behavior, sexual maturity and body growth. The related studies show that adolescence, who follows self-acquisition ad autonomy phases, tends to attend gang activities, to use dangerous products, perpetration and to use violence. This study provides various (psycho-) social factors which direct adolescence to violence usage, additionally provides suggestions to enable adolescence to experience this period with the minimum difficulty depending on national and international studies.
En güncel çalışmalardan biri olan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Raporuna göre 2008 yılına kıyasla 2011 yılında Trabzon aile içi şiddet olaylarında (beş katlık bir farkla)... more
En güncel çalışmalardan biri olan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Raporuna göre 2008 yılına kıyasla 2011 yılında Trabzon aile içi şiddet olaylarında (beş katlık bir farkla) en büyük bir artışın meydana geldiği ildir. Bu çalışma, Trabzon İli Ortahisar İlçesi'nde hakim şiddet algısını ve yaşanılan şiddet gerçekliğini 2016 yılında yapılan nicel araştırma verilerinden yola çıkarak sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaca dayalı olarak araştırma evreninde en çok kullanılan şiddet türlerine, kişileri şiddet uygulayıcısı veya mağduru olmaya iten faktörlere, şiddetin kullanım amacı ve sıklığına, mağdurlarının kanuni haklarına yönelik farkındalıklarına yönelik araştırma sonuçları yer yer cinsiyetler arası karşılaştırmalar yapılarak değerlendirilmektedir. Farklı maddi ve manevi yaşam şartlarına sahip nüfus hakkında gerçeği en iyi yansıtan bilgilere ulaşabilmek amacıyla çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden yazılı anket tekniği kullanılmış ve elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS 20 programından faydalanılmıştır. Sonuç olarak, şiddetin Ortahisar İlçesi'nde hayatın her alanında yaygın olduğu bununla birlikte en çok aile içerisinde ve genellikle erkekler tarafından kadınlara, kadınlar tarafından ise çocuklara karşı uygulandığı görülmüştür. Fiziksel ve sözel şiddet türünün ağırlıklı olarak kullanıldığı ilçede mağdurların büyük çoğunluğunun şiddetten korunmaya yönelik hukuki düzen-lemeleri bilmedikleri veya bu yolları kullanmaktan çekindikleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Çalışmanın sonunda araştırma verilerinden yola çıkarak şiddeti önlemeye yönelik tedbirler sunulmaktadır.