Svoboda | Graniru | BBC Russia | Golosameriki | Facebook
TASAM, bağlı enstitüler ve Türkiye’nin Stratejik Vizyonu 2023 projesi ile ilgili alanlarda yorum, makale ve araştırma projesi tekliflerinizi değerlendirilmek üzere [email protected] adresine gönderebilirsiniz... >>
2. Uluslararası Türk - Asya Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy’un Açılış Konuşması | 23.05.2007, İstanbul
Süleyman ŞENSOY
Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı / Chairman
Yayın Tarihi : 25.05.2007
2. Uluslararası Türk - Asya Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy’un Açılış Konuşması | 23.05.2007, İstanbul

TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY’un "Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma " ana temasıyla, 23 - 24 Mayıs 2007, tarihlerinde İstanbul’da icra edilen 2. Türk - Asya Kongresi Açılış Konuşması Açılış Konuşmaları.

Başta dost ve kardeş Ürdün Devleti Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Salem Khazaalleh Beyefendi, Türkmenistan Cumhuriyeti Ekonomi ve Maliye Bakan Yardımcısı Annamuhammed Goçivey Beyefendi ve TİKA Başkanımız Sayın Dr. Hakan Fidan olmak üzere, bütün misafirlerimize, Büyükelçilerimize ve toplantımıza iştirak eden bütün katılımcılara Kongremize teşriflerinden dolayı teşekkürlerimi arz ediyorum.

Bu Kongrenin ikincisinin düzenlenmesine destek veren T.C. Dışişleri Bakanlığı, T.C. Kültür Bakanlığı, TİKA Başkanlığı, İslam Kalkınma Bankası ve T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu’na desteklerinden ötürü şükranlarımızı kurum adına arz ediyorum.

Bu arada bugün Türkiye’nin dış politika açımlıları, sosyal ve ekonomik refahı açısından önemli bir toplantıyla önemli mesajlar verdiğimizi ve vereceğimizi düşünüyorum. Çünkü özellikle 19. ve 20. yüzyılda Asya, bütün dünya için insan gücü ve hammadde olarak kaynak temin edilen bir merkezdi. Fakat 21.yüzyılda değişen dengelerde Asya, hem ürettiği kaynakla ve hem de kullandığı kaynakla, kaynak kullanabilir ve üretebilir duruma gelmesiyle 21.yüzyılın yeni dengelerinin kurulduğu bir bölge oldu ve olmaya da devam ediyor. Önümüzdeki beş, on, maksimum on beş yıllık sürelerde dünyadaki mevcut dengeler üzerinde yeni oluşumların ortaya çıkabileceği bir coğrafya olarak karşımızda duruyor. Ülkemizin 21. yüzyılın yeni dengelerini kuran Asya ile tarihten gelen kültür ve coğrafya bağlamında, çok ciddi bağlılıkları var, geçmişi var ve ortak bir kültür envanterine sahip. Burada bizim yapmaya çalıştığımız şey, 21. yüzyılın yeni dengelerinde söz sahibi olacak olan Asya ülkeleri ile ülkemiz arasında ekonomik ve sosyal olarak en geniş anlamıyla birlikteliklerin kuvvetlendirilmesi, güçlendirilmesi ve ülkemizin daha güçlü, daha refah ve müreffeh bir ülke olarak vatandaşlarımıza hizmet edebilmesidir.

Burada söylenmesi gereken en önemli şeylerden birisi de, 21. yüzyılın bütün sosyal açmazlarında ve bunalımlarında Asya değerlerinin önemsenmesi gereklidir. Semavi bütün dinlerin çıktığı coğrafya olarak, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafya olarak Asya’nın referanslarının, dünyanın bugün içerisinde bulunduğu bunalıma önemli bir katkı yapacağını da değerlendirdiğimizi arz etmek istiyorum.

Bir diğer önemli husus, 11 Eylül 2001 süreciyle başlayan dünyadaki aşırı politizasyon sürecidir. Biliyorsunuz, ne zaman politizasyon normal sınırlarının dışarısına çıkmışsa, dünya acı çekmiştir, ülkeler acı çekmiştir, toplumlar acı çekmiştir, ülkeler iç savaşlara sürüklenmiştir. Yakın tarihe bakmak açısından, I.Dünya Savaşı öncesindeki dünyadaki aşırı politizasyona, II. Dünya Savaşı öncesindeki yine dünyadaki aşırı politizasyona dikkat edersek, arkasından gelen büyük acıları anlayabiliriz.

Sebepleri ayrıca tartışılmak üzere, 11 Eylül 2001 süreciyle dünyada başlayan aşırı politizasyon sürecinin yavaşlatılması ve medeniyetler arasında karşılıklı işbirliği ve hoşgörüye dayalı ilişkilerin geliştirilmesi açısından da Asya’nın değerlerinin, Asya’nın insan potansiyelinin ve Asya’nın kaynaklarının stratejik bir biçimde kullanılmasıyla, dünyada devam eden barışın daha da güçlenerek yara almadan devam etmesine Asya kıtasının çok önemli katkıları olacaktır diye düşünüyorum.

Asya’da, özellikle ASEAN ve Şanghay İşbirliği Örgütü başta olmak üzere, çok sayıda, en azından 8 tane sayabileceğimiz yerel ve bölgesel ölçekte de olsa, bir kısmı çok büyük organizasyonlar olmak üzere, bütünleşme örgütleri, işbirliği örgütleri vardır, kurulmaktadır ve gelişmektedir. Bu anlamda ülkemizin de bu örgütler içerisinde etkin bir biçimde yer alması, ülkemizin gelecekteki menfaatleri açısından önemli bir husustur diye not düşmek istiyorum.

Burada temel politika, dünyadaki reel dengelerden kopmadan, uluslararası ilişkilerin getirdiği yüklenimlerden taviz vermeden, herhangi bir heyecan ya da macera anlayışıyla değil, tamamen reel politika içerisinde Türkiye’nin mevcut dış politika açılımlarında, özellikle Asya ve Afrika konusunda da gerekli açılımları yapması konusunda biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda icra ettiğimiz II. Uluslararası Türk-Asya Kongresi’nin üçüncüsü, bir dahaki yıl Mayıs ayında periodik olarak planlanmaktadır, yine ikincisini 2006 Aralık ayında icra ettiğimiz II. Uluslar arası Türk-Afrika Kongresinin üçüncüsünü Aralık 2007 tarihinde yapma hazırlıkları içerisindeyiz. Şüphesiz burada Kongreler yapmakla beraber, bunların karşılıklı etkileşim içerisinde ekonomik, kültür, sosyal alanlarda geliştirilmesi yönünde de gayretlerimizi ve çalışmalar içerisine mümkün olduğunca fazla partner katarak etkileşimi artırma çabası içerisindeyiz.
Burada dünyanın temel problemlerine ve kısaca başlıklar halinde ortak problemlerimize de dikkat çekmekte fayda görüyorum. Asya kıtasının, dünyanın temel problemlerini çözme noktasında ülkemizle birlikte dünyanın temel problemleri olarak sayabileceğimizi birkaç başlık altında da iş birliği yapmamız gerektiğini veya dayanışmamız gerektiğini, dünyanın genel menfaatleri açısından ya da olaylara sadece bölgesel bakmanın gerekmediğini ifade etmek açısından arz etmek istiyorum. Dünyanın genel problemleri olarak birlikte çözebileceğimiz ana başlıklar altında sayarsak,

-uluslararası terörizm,
-örgütsel suçlar,
-adaletsiz gelir dağılımı,
-küresel ısınmaya bağlı iklim değişikleri;
-ekonomik ve sosyal manipülasyon tehlikeleri;
-demokrasi ve insan hakları ihlalleri,
-enerji arz güvenliği;
-etnik ve dinsel çatışmaların önlenmesi;
-küresel salgın hastalıklara karşı önlemler alınması ki küresel salgın hastalıkları artık küresel ısınma da büyük ölçüde tetikliyor;
-kitle imha silahlarının azaltılması, mümkünse yok edilmesi;
-ve dünyada değişen güvenlik konseptine uygun olarak gerekli tedbirlerin alınması.

Bunları da dünyaya karşı ortak yükümlülüklerimiz olan konular olarak arz etmek istiyorum. Bugün burada çok fazla sayıda Asya’daki uluslararası örgütlerden bölgesel gelişmelere kadar bugün ve yarın, bu salonda ve diğer workshopların yapılacağı küçük salonlarda toplantılar devam edecek. Toplantı sonuçları hem dünya kamuoyuyla, hem Asya ülkeleri kamuoyuyla, hem ülkemiz kamuoyuyla paylaşılacak. Sonuçlar hem rapor, hem kitap olarak yayınlanacak. Biraz önce de ifade ettiğim gibi, kongreyi sadece bir etkinlik olarak değerlendirmemek lazım, onun içeriği kültürel, ekonomik ve sosyal açılımlarla da kalıcı olabilmesi için doldurulmaya çalışılacaktır. Ve bu anlamda TASAM üzerine düşen katkıyı, ilgili kurumların desteğiyle yapmaya çalışmaktadır.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim, saygılarımı arz ederim.

 

© 2015 TASAM Tüm hakları saklıdır.
Developer KILIC